Asıl soru, bu mükemmel dişleri olan iskeletleri nereden buluyorlar? | Open Subtitles | السؤال المهم، من أين يحضرون كل الهياكل بأسنان مثالية ؟ |
Domuz yavruları, çok tatlı olsalar da dışa dönük dişlerle doğarlar ve bu dişleri annelerini emerken daha iyi bir yer bulmak için birbirlerine batırırlar. | TED | الخنازير، بظرافتها، تولد بأسنان حادة صغيرة غريبة ويستخدمونها لطعن بعضهم وهم يتصارعون على أماكن الرضاعة. |
Muhtemelen, birbiri düzen terli ve berbat dişli Avrupalılarla doludur. | Open Subtitles | ربما مملوء بالأوربيون الجميليين بأسنان سيئة يمارسون الجنس فيمّا بينهم |
Fakat onu endişelendiren sürekli yüz şekilleri veya halüsinasyonları görüyor olmasıydı. Rosalie gibi yüzler çoğunlukla deforme olmuş, büyük dişli veya çok büyük gözlü oluyorlardı. | TED | ولكن ما ازعجها حقاً انه كانت تصيبها.. هلاوس و صور ملحّة لوجوه.. وكما مع روزالي، الوجوه كانت مشوهه بأسنان كبيرة جدا و عيون كبيرة جدا |
Bir rahip değilim ama ben hiç dondurmacı ya da süt dişleriyle çiğ et yiyerek yerlerde zıplayan yaşlı kadın şeklinde bir melek görmedim. | Open Subtitles | برجل مثلجات او عجوزة تأكل لحم نيئ تقفز إلى السقف بأسنان أطفال |
Mükemmel dişleri olan iki dişi iskelet istiyorlar. | Open Subtitles | يريدون هيكلين عظميين لنساء بالغين بأسنان مثالية |
Dişlerinin arkasında diş çıkan anaokulu öğrencilerinden sonra gördüğüm en havalı şeydi. | Open Subtitles | أذهل الأمور التي رأيتها قط هي أطفال الروضة بأسنان تنمو خلف أسنانهن |
"4 milyonda 1, bebek 32 dişle doğuyormuş. " | Open Subtitles | واحد من كل اربعة ملايين طفل يولد بأسنان كاملة |
Asıl soru, mükemmel dişleri olan iskeletleri nereden buldukları. | Open Subtitles | السؤال هو من أين يأتون بهياكل عظمية بأسنان كاملة |
Ciddiyim. Büyük bir avcı köpeğiydi-- büyük dişleri vardı. | Open Subtitles | أنا جاد , كان كلب أسبانى ضخم بأسنان كبيرة |
Hayvan bürosunu arayacağım dişleri çarpık ve biri olamayan başka bir... golden retriever arıyoruz. | Open Subtitles | سأتصل برعاية الحيوان نحن نبحث عن مسترد ذهبي آخر بأسنان شريرة وتشوه عفن |
Güzel dişleri olan bir İngiliz'e güvenemem. | Open Subtitles | لايمكنك أن تثق ببحار إنجليزى بأسنان جيده |
Mükemmel dişli, iki yetişkin dişi iskeleti istiyorlar. | Open Subtitles | إنهم يريدون هيكلان عظميان لأمر أتان بالغتان بأسنان كاملة |
Ne yani, o bir yerli arabaya binsin diye ben kasten mi yamuk dişli doğdum? | Open Subtitles | كما لو كنت قصدت أن أكون بأسنان معوجة كي أجبرها على قيادة سيارة محلية |
Bir daha asla, hassas dişli birine bulaşma. | Open Subtitles | لا تعبث أبدا مع رجل بأسنان حساسة |
Okları pirana dişleriyle keskinleştirerek oklardaki zehrin,avın vücuduna iyice etki edeceğinden emin oluyorlar. | Open Subtitles | تحزيز السهام بأسنان سمك البيرانا يضمن أن يخترق الطرف المسموم جسم الضحية. |
- Annemin dişleriyle mi hokey oynuyorlardı? | Open Subtitles | كانوا يلعبون الهوكي بأسنان أمي؟ |
dişleriyle size doğru gelen büyük, pis bir tır. | Open Subtitles | شاحنة ضخمة قذرة بأسنان قادمة اليك |
Neyse ki Sharks oyuncularının bir kısmının dişi var. | Open Subtitles | من حسن حظه،أن بعض لاعبي القروش مازال يحتفظ بأسنان في فمه |
diş kapmalamaları, öndişin orta ve yan tarafının üstündeymiş. | Open Subtitles | القواطعِ المركزية والجانبية مكسوة بأسنان خزفية |
Daha az dişle dene. | Open Subtitles | حاول إظهارها بأسنان أقل |
Temel olarak daha küçük boyutlarıyla ve nispeten daha küçük dişlerle dolu daha kısa bir burunla ayırt edilirlerdi. | TED | كانت مميزة جدًا بصغر حجمها وأنف أقصر مليء بأسنان أصغر نسبيًا. |
Erkek, bir eş bulunca özel olarak tasarlanmış olan dişlerini onun karnına geçirir. | Open Subtitles | ..بعد أن يجد شريكته يعض الذكر بطنها بأسنان مصممه خصيصا لذلك |