Beni içeri götürüp sorular sordular, korkunç şeyler anlattılar. | Open Subtitles | لقد أخذوني و سألوني كثيرا وأخبروني بأشياء فظيعة |
Genelde yılanların çıplak hatunlara korkunç şeyler yapmalarını çiziyor. | Open Subtitles | إنه فنان أوشام . غالباً ما يرسم ثعابين تقوم بأشياء فظيعة بفتيات عارية |
Sonunda korkunç şeyler yaptıklarını biliyorum ama burayı ataları yaptı. | Open Subtitles | فأنا أعلمُ أنهم قاموا بأشياء فظيعة في نهايتهم ولكن أجدادهم بنوا هذا |
O zararsız bir çocuk. Yapmadığı korkunç şeylerle suçlanan, hücresinde yapayalnız bir çocuk. | Open Subtitles | إنّه طفل غير مؤذٍ اُتهم بأشياء فظيعة لم يرتكبها، وحيد في زنزانة |
Onu aradım ve onu korkunç şeylerle suçladım. | Open Subtitles | اتصلت به و اتهمته بأشياء فظيعة |
korkunç şeyler yaparız dediler. | Open Subtitles | قالو أنّهم سيقومون بأشياء فظيعة. |
Birbirimize korkunç şeyler yaptık. | Open Subtitles | لقد قمنا بأشياء فظيعة لكلينا |
Bu gizli bilgidir. Beni korkunç şeyler yapmakla itham ettin. | Open Subtitles | إتهمتوني بأشياء فظيعة |
- Hepimiz korkunç şeyler yaparız. | Open Subtitles | -جميعنا نقوم بأشياء فظيعة |
- Hepimiz korkunç şeyler yaparız. - Hayır. Ben... | Open Subtitles | -جميعنا نقوم بأشياء فظيعة كلا, أنا... |
korkunç şeylerle suçlanıyordu. | Open Subtitles | واتهم بأشياء فظيعة |