Erkekler ve kadınlar seks dışında çok farklı şeyler isterler. | Open Subtitles | الرجال والنساء، يرغبون بأشياء مختلفة من الجنس. |
İkisi de insan ama sana farklı şeyler söylüyorlar. | Open Subtitles | كلاهما بشري لكنهما يخبرانك بأشياء مختلفة |
Bir donanım alıp, bunun farklı zamanlarda farklı şeyler yapmasını sağlayabilirsiniz, ya da donanımın farklı parçalarının farklı şeyler yapmasını. | TED | يمكنك أن تأخذ جهاز وتجعل هذا الجهاز يقوم بأشياء مختلفة في أوقات مختلفة أو تجعل أجزاء مختلفة من الجهاز تقوم بأشياء مختلفة |
Muhtemelen, diğer çocuklardan farklı şeylere ilgim olduğundan. | Open Subtitles | ربما لأني كنت مهتماً بأشياء مختلفة عن اهتمامات الأطفال الآخرين |
Başka insanlar farklı şeylere inanıyorlar. | Open Subtitles | أشخاصٌ مختلفون يؤمنون بأشياء مختلفة |
demek. Ama iyi ki yapmışım çünkü o zaman, güçlenmeye başlıyorsun. Özellikle laboratuvarda çalışan farklı şeyler deneyen bir kadınsan. | TED | ولكنني سعيدة لقيامي بذلك لأنه وبحلول ذلك الوقت، عليك أن تبدأ في تطوير جلد التمساح، وخاصة حين تكونين امرأة في المختبر وتقومين بأشياء مختلفة. |
Bana farklı şeyler anlatır. | Open Subtitles | تخبرني بأشياء مختلفة |
farklı şeyler. | Open Subtitles | أنني أقوم بأشياء مختلفة. |