Ama seninle 60 Dakika'yı istediğin kadar yüksek seste izlerim. | Open Subtitles | لكني ساشاهد 60 دقيقة معك بأعلى صوت و لأطول فترة |
Uzun atlamacı ve dalgıç gibi sadece sürekli tekrarla manevra öğrenilip en yüksek standartlarda tatbik edilebilir. | TED | ومثل الغطاس والواثب، فإنه وفقط من خلال التدريب المتكرر يمكن تعلّم هاته المناورة وتنفيذها بأعلى مستوى. |
Olay yukarıda, oturma odasında oldu. Şu pencerede. | Open Subtitles | لقد حدث فى غرفة الرسم, بأعلى هذه النافذة |
yukarıda iki kişiden fazlasına yer yok. Şimdi hemen onu aşağı indir. | Open Subtitles | لا يوجد مقصورة لأكثر من شخصين بأعلى والآن أنزلها |
üst çekmecenin altına bantlanmıştı. Amcası gelinceye kadar burayı temizliyordum. | Open Subtitles | كانت ملصقة بأعلى الدرج, و كنت أفرغها قبل قدوم عمه |
- Bir düşün, orada öylece dikilmek, tam da... - Evet, o fırtınalı havada. | Open Subtitles | لك أن تتخيل ، وقوفى هناك بأعلى على الـ نعم خلال عاصفة رعدية |
4 milyon litre yakıt, bir nükleer bomba ve... 270.000 hareketli parçadan oluşan... bir şeyin üstünde oturduğumuzun farkında mısın? | Open Subtitles | أتعرف , نحن جالسون على أربعه مليون باوند من الوقود وسلاح نووى واحد وشىء لديه 270,000 جزء متحرك بنى بأعلى تكلفة |
Seni buralarda bir Yukarı bir aşağı her yere götürüp ismini söyleteceğim. | Open Subtitles | سأجــرك من شعــركِ في كل شـارع لهذه الفلل وتصـرخيــن بإسمـه بأعلى صوتك |
Dördünüz inmeye başladıktan sonra, uçurumun tepesinde Yüzbaşı Johnson'dan başka biri var mıydı? | Open Subtitles | بعد أربعتكم،، ونزولكم للأسفل هل كان هناك أي أحد بأعلى المنحدر عدا الملازم جونسون؟ |
Bu belirli bir yerde, en yüksek yoğunluklu mikroskoplarla, saha denemelerini ilk kez yapışımız olacak. | TED | ستكون تلك المرة الأولى التي سنقوم فيها بتجارب ميدانية بأعلى كثافة من المجاهر على الإطلاق في مكان معين. |
Şu bakireler ya da onların içindeki iblisler kamuda yüksek sesle öyle şeyler anlatıyor. | Open Subtitles | هؤلاء العذراوات أو الشياطين التي استحوذت عليهن يقلن أشياء كتلك بأعلى صوتهنّ على الملأ |
En yüksek teklifin kesin miktarını öğrendim ve üstüne %20 koydum. | Open Subtitles | عن المبلغ المحدد بأعلى العرض ثم أضافة 20 فى المائة |
Prenses en yüksek kulenin, en üstündeki odada. | Open Subtitles | ستكون الأميرة بأعلى السلم في أعلى غرفة بأعلى برج |
Bunun cevabı yukarıda yıldızlarda gizli. | Open Subtitles | إجابة السؤال الذى تريدة موجود بأعلى فى النجوم |
Onay vermesine ihtiyacınız varsa, kendisi yukarıda. | Open Subtitles | اذا اردت ان تسأله لتتأكد من هذا انه هناك بأعلى |
Nişancılar yukarıda, on asker yerde. | Open Subtitles | قناصون بأعلى الأسطح وعشرة جنود على الأرض |
Birkaç ay sonra bir bakmışsın, her yer üst sınıftan insanla dolmuş. | Open Subtitles | بأعلى من سعر السوق، وبعد عدة أشهر .. يتمّ تحسين الحيّ بأكمله |
üst sağ kesişim bunlardan biri olmalı. | TED | مفترق الممر بأعلى اليمين يجب أن يكون منهم. |
orada kangurular gibi dolaşmalarına izin veremeyiz değil mi? | Open Subtitles | حسنا يمكننا ان نتسكع بأعلى هناك مثل الكناغر.. أليس كذلك؟ |
Ve onların üstünde, yeşil dikenli çalılar ile çevrilmiş... ...gerçek aşıkların tomurcukları çıktı. | Open Subtitles | و بأعلى زهرة الحبيب نمت البراعم والتفت مع الورود البرية |
Kollarını Yukarı kaldırdıkça, çığlığını arttıracaksın. | Open Subtitles | أرفع ذراعيك للأعلى، إعمل على صراخك بأعلى صوت |
Bekçiyi bize izin vermesi için zorladım ki kız arkadaşımı dönme dolabın tepesinde öpebileyim. | Open Subtitles | قدّ أرغمتُ الحارس ذهنيّاً، أنّ يذهب لفترة راحة. حتى يتسنَ ليّ تقبيل حبيبتي، بأعلى الدولاب الهوائيّ. |
İlk önce kafasını suya sokardı el bilekleri kelepçeliydi ve ayakları da tankın tepesine tutturulurdu. | Open Subtitles | كان ينزل برأسه أولاً إلى الماء بينما قدماه مقيدتان ومربوطتان بأعلى الزنزانة |
Şehrin yukarısında vuruldular. | Open Subtitles | شرطيين .. لقوا حتفهم الليلة بأعلى المدينة |