Ofis eşyalarını doldurduğun bir kutu "terfi" anlamına gelmez. | Open Subtitles | الصندوق المليء بأغراض مكتبك لا يعبر عن الترقية الكبيرة |
Bayan Hendrix'in eşyalarını karıştırmış. Ona dikkat etmelisin. | Open Subtitles | "لقد عبث بأغراض السيدة "هندريكس أظن أن عليك إيجادة وتسوية الأمر معه |
Babanın eşyalarıyla oynama. | Open Subtitles | لا تلعب بأغراض أبيك |
Babanın eşyalarıyla oynama. | Open Subtitles | لا تلعب بأغراض أبيك |
Sırf eski kız arkadaşının eski eşyaları hala sende var olması bu ona aşık olduğunun anlamına gelmez. | Open Subtitles | أحتفاظك بأغراض أعطتك إياها صديقتك السابقة لا يعني ذلك بأنك لا زلت متعلقاً بها |
Odadaki eşyaları ne yapacağımı bilemedim bu yüzden onları oturma odasına koydum. | Open Subtitles | لا أعرف ما أفعل بأغراض الغرفة فألقيتها في الخارج |
Sana iyi şanslar, çünkü ev, dükkandan getirdiğin eşyalarla dolu. | Open Subtitles | ،حسناً، حظاً سعيداً بإيجاد ذلك بسبب أن المنزل مملوء بأغراض من المتجر |
Eğer babamın eşyalarına musallat olmuş bir hayalet varsa,bu senin işin benim değil. | Open Subtitles | إذا كان هناك أي شبح متعلق بأغراض والدي فهذا بسبب شيء فعلته أنتِ ولست أنا |
Özür dilerim, oda arkadaşının eşyalarını karıştırmamalıyım. | Open Subtitles | آسف ، لاينبغي أن أعبث بأغراض زميلتك |
İnsanların eşyalarını hep inceler misin? | Open Subtitles | اتعبث هكذا بأغراض الناس دائماً؟ |
Dayımın eşyalarını böyle karıştırmamalıyız. | Open Subtitles | لا ينبغي أن نعبث بأغراض خالي هكذا |
Babanın eşyalarını istiyor musun? | Open Subtitles | هل تريدين ان تحتفظي بأغراض والدك ؟ |
Oh, sadece Erin'in eşyalarını hallediyorum. | Open Subtitles | أتصرف بأغراض (إيرين) منذ أن إتضح أنها لن تعود |
Jimmy'nin eşyalarıyla dolu bir çanta Jimmy'yi Richard'la aldatmaya teşvik etmen son günlerde neden beni aramadığı. | Open Subtitles | حقيبة بأغراض من (جيمي)، تحاولين جعلي أخون (جيمي) مع (ريتشارد)، لماذا لم يعد يتصل بي مؤخرا. |
Marty Golden'ın eşyalarıyla gerçekten ilgileniyor | Open Subtitles | ... كانت مهتمه حقاً (بأغراض (مارتي جولدن |
Burası Siobhan'ın eşyalarıyla doluydu... | Open Subtitles | كان هذا المكان مليء بأغراض (شيفون)... كان هناك... |
Ruby'nin eşyalarıyla ne yaptığımızı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتتذكرين ماذا فعلنا بأغراض (روبي)؟ |
Sahip olduğunuz bütün eşyaları yenileriz. | Open Subtitles | سوف نستبدل كل ما كان لديكما بأغراض جديدة |
Daha fazla sorunuz yoksa Amanda'ya, Bill'in eşyaları için yardım etmek istiyorum. | Open Subtitles | لو لم يكن هناك المزيد من الأسئلة، فأودّ مساعدة (أماندا) بأغراض (بيل) إعذراني |
Ta ki Maw Maw, evdeki eski eşyaları kiliseye bağışlamaya karar verene dek. | Open Subtitles | حتى قررت (ماو ماو) ان تتبرع بأغراض للكنيسة. |
Hatta yeni dairemi Huffman Koos'dan aldığı eşyalarla donatmama bile yardımcı oldu. | Open Subtitles | فقد ساعدني حتى على تأثيث شقتي الجديدة "بأغراض من متجر "هوفمن كووس |
Evinde çocukluğumdan kalma eşyalarla dolu bir odası var kitap dolabındaki gizli kapının arkasında. | Open Subtitles | لديها غرفة مملوءة بأغراض طفولتي بمنزلها وراء مدخل سري في خزانة |
Anne ve babanın eşyalarına göz kulak olmada bana yardım etmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريد مساعدتكَ فى الإهتمام بأغراض والديكَ |