Ayrı uzmanlıklara sahip olan insanları bir araya getiriyorsunuz; aynı zamanda yeni fikirlerle ve yaşanmışlıklarla geliyorsunuz ve yeni bir bilgi birikimi üretiyorsunuz. | TED | تُحضرون الأشخاص إلى المكان الذي يأتي بخبرة منفصلة، وتأتون أيضًا بأفكار جديدة وتجربة حيّة، وتنتجون معرفة جديدة. |
Çalıştaylar yapıyoruz. yeni fikirler ortaya çıkıyor. | TED | نقومُ بعمل ورشات عمل، ونخرجُ بأفكار جديدة. |
Öte yandan, konuşarak grup bilgiyi aktarabilir, düzeltebilir, değiştirebilir hatta yeni fikirler getirebilir. | TED | ومن ناحية أخرى، من خلال الحديث، يمكن للمجموعة تبادل المعرفة، والتصحيح والتعديل لبعضهم البعض وحتى الخروج بأفكار جديدة. |
Hafızası silindi yeni fikirlerle dolmaya hazır. | Open Subtitles | عقله ممحي من الأفكار مستعد لكي يمتلأ بأفكار جديدة |
Gelir toplamak için yeni fikirler düşünmeye çalışıyorum ama bana iki günden daha az süre verdiler. | Open Subtitles | لقد كنتُ أحاول أن اخرج بأفكار جديدة لصالح العمل الخيري، ولكنهم منحوني أقل من ملاحظة يومين. |
Tat vermek için yeni, yaratıcı yöntemler, pişirmek ve dokuyu değiştimek için yeni yollar hakkında düşünmemiz gerekiyordu -- ve esas sorun buydu. | TED | لذا كان يتوجب علينا ان نأتي بأفكار جديدة و طرق ابداعية فيما يخص النكهة و طرق جديدة في الطهي من اجل تغير المضمون وكان هذه المعضلة الاكبر في هذا التحدي |
İşini son dakikaya bırakanların tembellikle çok meşgul olduklarından pek yeni fikirleri olmadığını görüyorsunuz. | TED | يمكنكم في الحقيقة رؤية أن أولئك الذين ينتظرون حتى اللحظة الأخيرة مشغولون بإضاعة الوقت وهذا يمنعهم من الإتيان بأفكار جديدة. |
Bir kac yil once yontemimi yeniden icat ettim, Greg Lynn, Tom Main, Zaha Hadid, Rem Koolhass-- gibi insanlara ayak uydurabilmek icin bana gore tum bu insanlar azimli ve oncu kisiler ve onlarin nasil bicim yaratilabilicagine dair olaganustu yeni fikirleri var. | TED | قبل عدة سنين أعدت اختراع طريقتي الخاصة لأبقى على تواصل مع اشخاص مثل غربغ لين, توم ماين, زها حديد, رم كولهاس كل أولائك الاشخاص اظن انهم مثابرين و روَاد بأفكار جديدة مذهلة لإيجاد الشكل |
Birkaç Amerikali tasarimciyi alip uygun olabilecek ya da olamayacak yeni fikirler olusturmak yerine, daha acik, isbirlikci ve katilimci bir yaklasimi sectik. | TED | وبدل أن نستعين بمجموعة كبيرة من الخبراء الأميركيين الذين سيأتون بأفكار جديدة قد تكون أو لا تكون مناسبة, إعتمدنا منهجية أكثر انفتاحا, تعاونية وتشاركا. |
Yıllığım, yeni aşklar için tamamiyle taze fikirler. | Open Subtitles | كتابي السنوي, مملوء بأفكار جديدة |
Velhasıl, biz de Hindistan'a yeni fikirler ve geniş ufuklarla döndük dünyayı ve insanı artık daha iyi biliyoruz. | Open Subtitles | وهكذا نعود إلى "الهند" بأفكار جديدة وبصيرة أكبر حول الحالة التي وصل إليها العالم والبشرية |
yeni fikirler, eşsiz perspektiflerle dolu. | Open Subtitles | مليء بأفكار جديدة ووجهات نظر فريدة |
Her zaman yeni fikirler sundun. | Open Subtitles | دائماً تأتين بأفكار جديدة |