Onunla yaşadığının farklı olduğunu düşündüğünü biliyorum ama lütfen en sonunda aynı şeyi sana da yapmayacağı gibi bir düşünceye kapılma. | Open Subtitles | أعلم بأنكٍ تظنين أن ما بينكما مختلف, لكن رجاءً لا ترتكبي غلطة الإعتقاد بأنه لن يقوم بنفس الشيء معكِ في النهاية |
İyi olduğunu gördüm. Artık endişelenmeden gidebilirim. | Open Subtitles | لقد رأيت بأنكٍ بخير لذلك سوف لن أقلق وأذهب |
Büyükbabasının, halasının ve arkadaşlarının önünde senin tuhaf biri olduğunu söyleyeceğim. | Open Subtitles | أنا سوف أقول بأنكٍ غريبة أمام جده وعمته وجميع أصدقائه |
Yani eve gelmediğin ve meşgul olduğunu söylediğin süre boyunca para mı kazanıyordun? | Open Subtitles | اذآ خلال هذه الفترة التي لم تعودي فيها للمنزل وتقولين بأنكٍ مشغولة بل كنتي تجمعين النقود ؟ |
Başka insanlar bilmese de Cha Dae Woong farklı olduğunu biliyor. | Open Subtitles | الناس الآخرين ربما لا يعلمون لكن تشا داي وونغ يعلم بأنكٍ مختلفة عن الناس الآخرين |
Yetersiz olduğunu düşünen insanlarla aynı düzeye gelmek en kolayıdır. | Open Subtitles | ستكون فكرة أفضل بأن تعملي بجهد أكبر لتصبحي أحسن مع الناس الذين يعتقدون بأنكٍ عديمة الفائدة |
Farklı olduğunu bilen biriyle aynı düzeye gelmeye çalışmak daha zordur. | Open Subtitles | محاولة التقرب من الأشخاص الذين يعلمون بأنكٍ لست عادية أمر صعب ومتعب |
Garip bir şekilde beni desteklediğini söylediğinde bunun beni yanlış yönlendirmek için yapılmış bir hainlik olduğunu bilmeliydim. | Open Subtitles | بأنكِ بطريقة غريبة قلتي بأنكٍ ستساندينني, لقد كان طاعن بالظهر على طريقة, كيتي. |
Mary, senin hala bana karşı hislerin olduğunu düşünüyor ki bu da onu rahatsız ediyor. | Open Subtitles | ماري تعتقد بأنكٍ لازلتي تهتمين بي. واذا يجعلها غير مرتاحة |
Annesini taklit eden bir çocuk olduğunu düşünerek gelmiştim. | Open Subtitles | أتعلمين قد أتيت إلى هنا أفكر بأنكٍ أنتٍ مجرد طفله تتظاهر لتكون كأمها |
- Saha ajanı olduğunu sanıyordum. - Gibbs. | Open Subtitles | لقد أعتقدت بأنكٍ عميله ميدانيه غيبز |
Burada olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم بأنكٍ هنا |