Senin bana, onun normal olmadığını mı söylemeni istiyordum! ? | Open Subtitles | هل أنتظر منكِ أن تقولى لى بأنه غير طبيعى ؟ |
Onun uygun olmadığını beyân ederiz. Daha iyi bir aile bulunur. | Open Subtitles | سوف نعلن عنه بأنه غير صالح سوف نجد آباء جيدين آخرين |
Kendi kendinize Prada'nın yaptığının... ...yasal olup olmadığını soruyor olabilirsiniz. | TED | أنتم ايضا ربما تسألون عما ذا كان من الممكن بأنه غير قانوني بالنسبة لها لتفعل هذا. |
Şimdi biz öyle olmadığını biliyoruz. - Vay canına. - Bunun son derece önemli olduğunu bilmek zorundasın. | Open Subtitles | الوقت كان أبدي ,وحالأ,نعلم بأنه غير ذالك الوقت ليس ساحة لعب أنه ليس مستبد,بأمكانه تغيير, |
Benden onun adına orayla görüşme yapmamı istedi.Ama ona hazır olmadığını söyledim. | Open Subtitles | وكان يريدني أن أسجل اسمه فيه ولكني أخبرته بأنه غير جاهز |
Ona bunu yapmak zorunda olmadığını söylemelisin. Seni dinler. | Open Subtitles | يجب عليك إخباره بأنه غير مُضطر أن يفعل ذلك هو سيستمع اليك |
Bilgisayar sisteminde kayıtlı olmadığını ilk defa orada öğrendim. Araştırdık. | Open Subtitles | و عرفت للمرة الأولى بأنه غير موجود في النظام |
Güvenli olmadığını söylerdi ama hep geç saatlere kadar çalışırdı. | Open Subtitles | لقد قال بأنه غير آمن، لكنه يعمل دائما حتى وقت متأخر. |
Teneffüslerde hiçbir sınıfa girmeye izniniz olmadığını biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | تعلمين بأنه غير مسموح لك التواجد في اي فصل خلال الاستراحة، أليس كذلك؟ |
Utangaçlığın gerekli olmadığını öğrendim. | Open Subtitles | لقد تعلمتُ بأنه غير مفيد أن تكون خجولاً. |
İnkâr ediyorlar kanserimin onunla ilgisi olmadığını söylüyorlar... | Open Subtitles | ..سوف ينكرون الأمر ويقولون بأنه غير مرتبط, السرطان |
- Öyle bir paranın olmadığını söylemedin mi? | Open Subtitles | أنت تعني المال الذي لا وجود له؟ أنت تقول بأنه غير موجود |
Evli olmadığını söylüyor. Bir değeri var mı bilmem ama ona inanıyorum. | Open Subtitles | إنه يقول بأنه غير متزوج ، وبرغم أن رأيي غير مهم ، ولكني أصدّقه |
Suçlu olmadığını zaten ret ettik bile sayın yargıç. | Open Subtitles | آه، لقد سبق أقر بأنه غير مذنب، سيدي القاضي. |
Bay Palmer... birinci derece cinayetten suçlu olmadığını iddia etti. | Open Subtitles | دافع السيد "بالمر" بأنه غير مذنب بجريمة القتل من الدرجة الأولى. |
O yeni bir ilişkiye hazır olmadığını söyledi. | Open Subtitles | قال بأنه غير جاهز للخروج في موعد |
O yeni bir ilişkiye hazır olmadığını söyledi. | Open Subtitles | قال بأنه غير جاهز للخروج في موعد |
Sevgililer Günü için pek de kişisel olmadığını biliyorum ama... | Open Subtitles | أعلم، بأنه غير مناسب شخصياً لعيد الحب، لكن... |
Eminim bunu babanla konuşmak isterdin, ama sanırım sana müsait olmadığını söylemişlerdir. | Open Subtitles | - شكراً أنا متأكد بأنكِ تريدين التحدث مع والدك بخصوص ذلك ولكن من المؤكد بأنهم قالوا لك بأنه غير متواجد |
Kardinal lütfen! Yalvarırım! Doğru olmadığını biliyorsun, lütfen! | Open Subtitles | سموك, أرجوك, أتوسل إليك تعلم بأنه غير صحيح... |