"بأنه في" - Traduction Arabe en Turc

    • bir
        
    • olduğunu
        
    • ki
        
    • olduğuna
        
    Çünkü onun rolü tımarhanede eğlenmek için bir şeyler uydurmaya benziyor. Open Subtitles لأن صوتها مثل شخص يحلم بأنه في مستشفي المجانين لوقت طويل
    Demek istediğim şey şu: Yalnızca bir yıl içinde 5.000'den fazla hayat kurtardığımızı kanıtladık. TED وهذا ما أقصده هنا : لقد أثبتنا بأنه في خلال عام واحد فقط، حمينا أكثر من 5,000 روح من القتل.
    Onun maden sahiplerinden yana olduğunu söylemek sadece yalan değil, düpedüz şeytanlıktır. Open Subtitles أو القول بأنه في صف المُلاك ليس هذا هراء فحسب .بل محض افتراء
    Tokyo yakınlarında, sadece kedileri kutsamaya ayrılmış bir tapınak olduğunu da. Open Subtitles لقد كتب بأنه في ضواحي طوكيو هناك معبد مكرّس للقطط
    Diyorum ki günün sonunda yine evrende yalnız başımıza kalıyoruz. Open Subtitles أقول بأنه في نهاية اليوم سنبقى وحيدين وحسب في الكون
    Yolda olduğuna dair bir his var içimde. Dışarısı kesinlikle soğumaya başladı. Open Subtitles أشعر بأنه في طريقه لهنا بالتأكيد أن الجو بالخارج بدأ بالبرود
    bir gün, domuzlarınızdan birinin hastalanabileceğinin, domuz gribi olabileceğinin farkındasınız. TED أنت تعلم بأنه في أي يوم، قد يلتقط أحد الخنازير فيروس الإنفلونزا، إنفلونزا الخنازير.
    Yine umuyorum ki Nijerya'da 350 etnik gtup ve dil var, bu grupların sadece birinden bir ressamım. TED وأرغب بان يعرف الناس بأنه في نيجيريا، لدينا أكثر من 350 مجموعة عرقية ولغة، وأنا مجرد فنان واحد منهم.
    Bu kanıt Permiyenlerin sonlarını göstermek için kullanıldı, 250 milyon yıl önce bir kuyruklu yıldız bize çarptı. TED وقد استعمل هذا الدليل للإيحاء بأنه في نهاية العصر البرمي أي قبل 250 مليون سنة ارتطم بنا مذنب.
    Ama bana bir çıkmaza girdiğini ve aradığı çekiciliği, konferansın adını yaşatan yıldız gücünü bulmakta zorlandığını açıkladı. TED لكنه أوضح لي بأنه في مأزق، و أنه كان يواجه صعوبة في ايجاد الجاذبية و النجومية التي يعرف بها المؤتمر.
    Fabrikada onun bir özel harekatta yer aldığı biliniyor. Open Subtitles في المصنع ، يعلمون بأنه في أحدى الفرق الخاصة و سيعود قريبا.
    Askeriye aracılığıyla yerini tespit etmek için Evrensel Askeri Yer Bulma ile irtibata geçince askeri hapishanede olduğunu öğrendim. Open Subtitles قمت بالتواصل مع القيادة العسكرية إذا كان بإمكان القيادة يمكنهم معرف أين هو وجدوه بأنه في سجن
    Şu anda yolda olduğunu haber aldım ve her an buraya ulaşabilirmiş. Open Subtitles أفادت المصادر بأنه في الطريق وسيصل بعد قليل
    CIA'de olduğunu zannediyor. Open Subtitles يعتقد بأنه في وكالة الاستخبارات المركزية
    Bunun birçok yerde olduğunu ve hibritlerin, kendilerini öldürdüklerini biliyor musun? Open Subtitles هل تعلمين بأنه في امكنه اخرى الهجين يقتلون أنفسهم ؟
    Ve gördük ki bazı ülkelerde sosyal altyapının öğrenme çıktısı üzerindeki etkisi çok çok güçlü. TED ونلاحظ بأنه في بعض البلدان، تأثير الخلقية الاجتماعية على النتائج الدراسية جد، جد قوي.
    öyle hissediyor ki -- El Cezire Uluslararası'nda öyle hissediyor ki medyayı, Doğu ve Batı arasında köprü kurmak için kullanabilir. TED بحيث أن شعوره الآن بأنه في قناة الجزيرة العالمية لأنه يشعر بأنه يستطيع إستخدام الإعلام لتجسير الهوة بين الشرق والغرب.
    Bazen korkunun sağlıklı olduğuna dair bir konuşma yaptık. Open Subtitles بأنه في بعض الأحيان يكون الخوف ظاهرة صحية لأنه يحافظ على إدراكنا بأنفسنا
    On yedi yaşında olduğuna göre çok da garip değil. Open Subtitles عليك أن تراعي بأنه في السابع عشر من عمره في الحقيقة ذلك ليس مريباً
    Burada örtbas edilmeye çalışılan vahşiliğin, ...hayal edilenden çok daha korkunç olduğuna inanan çok fazla kişi var. Open Subtitles هنالك الكثير من الذين يؤمنون بأنه في هذا المجمع قلب هذه المنطقة القديمة البرية توجد مخاوف لايمكن تصورها

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus