- Nereden buldun? Amerikalının var olmadığını biliyorsun. Sandalyelerden aldım, tabi ki. | Open Subtitles | أنتِ تعلمين جيداً بأنه لم يكن هناك أمريكي حصلت عليهم مقابل المقعدان |
Dünyada senin gibi başka bir kadın olmadığını mı söyledi? | Open Subtitles | أأخبرك بأنه لم يكن هناك واحدة في العالم مثلك تماماً؟ |
Polislere o gün izinde olmadığını aksine gizli bir göreve çıktığını söylediler. | Open Subtitles | وأخبروا الشرطة بأنه لم يكن في إجازة ذلك اليوم, وأنه.. كما تعلم, |
Yalnız pilotum onun gelmediğini söyledi. | Open Subtitles | على الرغم من ذلك ، يقول الطيار بأنه لم يظهر قط ،لذا.. |
Hakemi suçlayabilirsiniz, bunu karşı takımın başlattığından şikayet edebilirsiniz, hatta ve hatta kendinizi faul olmadığına bile ikna edebilirsiniz. | TED | قد تبدأ بإلقاء اللوم على الحَكَم، بحجة أن الفريق الآخر هو البادئ في الخطأ، أو قد تقنع نفسك بأنه لم يكن هناك خطأ أصلاً. |
İkinci olarak şef tam kare olmadığını söyledi ancak yeniden yalan söyledi, bu da sayının aslında bir kare olduğu anlamına geliyor. | TED | ثانياً، قال الطاه بأنه لم يكن مربع تام ولكن كذب أيضاً، مما يعني أن الرقم حتماً مربع. |
Sanırım, felaketten önce birkaç haftadır Hammond'la iletişiminin olmadığını... | Open Subtitles | اعتقد اننى مصيب فى ظنى بأنه لم يكن هناك اتصال مع هاموند |
Dürüst olmadığını söylediğini ve sonunda haklı çıktığını söyledi. | Open Subtitles | لقد قالت انك اخبرتيها بأنه لم يكن على المستوى المطلوب وقد برهنتى لها على ذلك هل كانت تشتكى من هذا ؟ |
Ve ben, bildiğim kadarıyla ona, onu bekleyen bir önerge olduğunu, onun dışnda bir şey olmadığını belirttim. | Open Subtitles | فأجبته بأنه لم يحدث شئ بأستثناء بعض التحركات التى يجب أن تحضر لمعالجتها |
Ve bunun senin için kolay olmadığını biliyoruz. | Open Subtitles | .. و نحن نعلم بأنه لم يكن من السهل عليكي |
Akıllıca bir şey olmadığını biliyorum ve aptal olduğumu düşünüyorsun ama hiçbir şey olmadı. | Open Subtitles | أعرف بأنه لم يكن الشيء الأذكى لأفعله وتعتقد بأنني أحمق ولكن لم يحدث شيء |
Baltimore bombalamasıyla hiçbir alakanız olmadığını biliyorum... ve sonuna kadar eminim ki bunu siz yapmadınız. | Open Subtitles | سيدى، أنا أعرفك أعرف بأنه لم يكن لديك دخل بقنبلة بالتيمور وأنا متأكد بأنك لم تفعلها |
Ama şimdi size, onun hiç öyle bir niyeti olmadığını söylemek istiyorum. | Open Subtitles | لكنى أود أن أقترح بأنه لم يكن لديه نيه بأن يفعل شئ كهذا |
Tanrım, bir şey olmadığını hiç düşündün mü? | Open Subtitles | إلهي , هلا إعتبرتِ أبداً بأنه لم يحدث شيء ؟ |
Rapor fetüs kemiklerinde babalık testini uygulayabilmek için yeterli DNA olmadığını yazıyordu. | Open Subtitles | يذكر التقرير بأنه لم يكن هناك حمضاً نووياً كافياً في العظام الجنينية لتحديد الأبوة |
Sanki Russ'a ailem olacak kadar iyi olmadığını söylemiş gibi oldum. | Open Subtitles | كان الأمر أنني قلت لروس بأنه لم يكفيني كعائلة |
İnsanlar var olmadığını düşünüyorlardı, ve ortadan kayboldu. | Open Subtitles | إنه الغبار الذهبي يظن الناس بأنه لم يكن موجوداً و بالتالي فإنه قد اندثر ولكنه كان موجوداً بالفعل |
Buradaki nemin ona iyi gelmediğini anlamam uzun sürmedi. | Open Subtitles | لم يمض وقت طويل حتى لاحظت بأنه لم يتفاعل جيداً مع الرطوبة هنا. |
Sana hiç posta güvercini gelmediğini mi söylüyorsun, Blackadder? | Open Subtitles | هل تُخبرنا بأنه لم تصلك حمامة, بلاكادر؟ |
Zamanımın henüz gelmediğini söyledi | Open Subtitles | قال بأنه لم يحن وقتي بعد |
Şey, arabasıyla giderken ölü olmadığına eminim. | Open Subtitles | حسناً , من المؤكد بأنه لم يكن ميتاً عندما قاد سيارته مغادراً |