- Tamam. İsyanları tamamen yok edebileceğimizi düşünmenin gerçekçi olmadığını biliyorum. | Open Subtitles | أعلم بأنه من غير الواقعي أنه يمكننا منع أحداث الشغب كلياً |
Beni bir başkasıyla karıştırdıklarını, atlet olmakla yakından uzaktan alakamın olmadığını söyledim. | TED | أجبته بأنه من المؤكد أن هناك خطأ في الهوية لأنني شديدة البعد عن كوني رياضية |
Güvenlik Bölümü, bölümünüzde bir köstebek olduğuna dair endişelerinizi bize bildirdi. | Open Subtitles | الأمن حذرنا بأنه من الممكن أن يكون لديك جاسوس فى قسمك |
Bence, insanoğlunun yaptıklarını matematiksel olarak değerlendirilemesininin , tarihin ölçülmesinin imkansız olduğuna dair bir inanış var. | TED | أظن أن ثمة إعتقاد بأنه من المستحيل قياس سلوك البشر كمياً، وأنه لا يمكن قياس التاريخ. |
Annem buraya gelip sizle konuşmamın daha iyi olacağını söyledi. | Open Subtitles | لذا والدتي قالت بأنه من الأفضل لي أن أتحدث معك |
Aslında ben yalnız başımıza yemek yememizin daha iyi olacağını düşünüyordum. | Open Subtitles | أتعلمين , كنت أفكر بأنه من الجميل أن نحضى بالعشاء وحيدين |
dedi. Tony, insanları akıl sağlığının yerinde olduğuna inandırmanın yerinde olmadığına inandırmaktan çok daha zor olduğunu söyledi. | TED | قال توني بأنه من الصعب جدا أن تقنع الناس بأنك عاقل على أن تقنعهم بأنك مجنون. |
Bence toplumumuzun bu tarz bir alçakgönüllüğü geliştirmek ve teşvik etmek konusunda çok iyi olmadığını söylesem abartmış olmam. | TED | لا أعتقد بأنه من المبالغة القول بأن مجتمعنا ليس رائعًا بالتحديد في تعزيز وتشجيع هذا النوع من التواضع. |
Bay Carl Leammle bu filmidostça bir uyarıda bulunmadan sizlere sunmanın pek nazikçe olmadığını düşünüyor. | Open Subtitles | السيد كارل لاميلي يشعر بأنه من غير الطيب أن نقدم هذه القصه بدون أي كلمه كتحذير ودي |
Bazılarının hiç bir şeyi yokken bazılarının aşırısına sahip olmasının adil olmadığını düşündük. | Open Subtitles | لكننا كنا مُقتنعين بأنه من الظلم امتلاك البعض الكثير فى حين الآخريين يمتلكون القليل |
Gerekli olandan daha uzun süre emirlerimi yerine getirmeye zorlamanın doğru olmadığını düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا لا أَعتقد بأنه من الصواب ان أستمر بإجبارهم علي حل محلي مده اطول مما احتاج |
Ve ben de kalıp herkesin İsa olmasının herkes İsa olmadan mümkün olmadığını söylesem bence bu oldukça büyük bir günah olurdu. | Open Subtitles | و إذا قلت بأنه من المستحيل أن يكون المسيح هو كل رجل من غير أن يكون كل رجل هو المسيح أعتقد ان تلك ستكون هرطقة كبيره |
Bu basitçe onların, onu yapmanın doğru olduğuna inandıkları anlamına gelir. | TED | هم ببساطة يؤمنون بأنه من المهم أن يقوموا بذلك العمل. |
Ama tasarımı seçtim, çünkü hayat kalitemizi iyileştiren elimizin altındaki en güçlü araçlardan biri olduğuna inanıyorum. | TED | لكني اخترت التصميم، لانني اؤمن بأنه من أقوى الوسائل في حوزتنا لتحسين جودة حياتنا. |
Bir ay kadar önce artık konuşmamamızın daha iyi olacağını söylemiştim. | Open Subtitles | قبل نحو شهر، أخبرتها بأنه من الأفضل ألا نتكلم بعد الآن. |
Havanın yağmurlu olacağını söyleyebilirim. | Open Subtitles | أستطيع أن أخبركم بأنه من المتوقع هطول الأمطار. |
İtiraf etmenin hoş olacağını mı düşündünüz? | Open Subtitles | لكنك إعتقدت بأنه من اللطف الإعتراف لي و إشعاري بالسعادة؟ |
Erken dönmesinin çok önemli olduğunu ve gayet iyi durumda olduğunu söyledi. Endişelenmemize gerek yokmuş. | Open Subtitles | لقد قال بأنه من المهم أن تعود مبكراً وبأنها علي ما يرام وألا نقلق |
Sonuncusuydu. O da nükleer çubuklarla ilgili bir şey bilmiyor. Onlarla uğraşmanın intihar olduğunu söyledi. | Open Subtitles | الأخير، وهو أيضاً لا يعلم شيء عن القصبات النووية وقال أيضاً بأنه من الانتحار التعامل معها |
Doktorum antasit almanın güvenli olduğunu söyledi. | Open Subtitles | في الواقع طبيبي يقول بأنه من الام تناول مضاد الحموضه |