Lord Edgware kendisi bana öfke dolu bir sesle karısının kendisini, onun kendi ifadesiyle, "bir aktör"le evlenmek umuduyla terk ettiğini söylemişti. | Open Subtitles | ان اللورد ادجوار قد اخبرنى بنفسه, بنبرة من المرارة فى كلامه, بأن زوجته قد هجرته لتتزوج من ما أسماه "احد الممثلين " |
Evet, belki de sen Carl Decker'a karısının öldüğünü ve oğlunun da kaşırıldığını söyledikten sonra verdiği tepkiyi gördükten sonra değiştiririm. | Open Subtitles | نعم, ربما بعد أن أرى كيف سيتصرف كارل ديكر عندما تخبره بأن زوجته قد ماتت و بان ابنه قد اختطف |
Decker karısının öldürüldüğünü ve çocuğunun kaçırıldığını biliyor mu? | Open Subtitles | حسناً, هل يعرف ديكر بأن زوجته قد قُتلت و بأن ابنه قد اختطف؟ |
Eski karısının esmer olduğuna dair iddiaya var mısın? | Open Subtitles | بكم ترغبين ان تراهني بأن زوجته ذات شعر داكن؟ |
Çeçenistan'dayken adama yazıyor ve karısının onu aldattığını söylüyor. | Open Subtitles | تقوم بالكتابة له عندما كان في الشيشان بأن زوجته كانت تخونه ؟ |
karısının deli olduğunu kabul edip birilerinden yardım istemek onu rezil ederdi. | Open Subtitles | بنظره سيُذل لو سأل أحدهم للمساعدة أن يعترف بأن زوجته مجنونة |
Gillis Devery, yani bizim dişçi karısının On Emir'in yedincisini çiğnediğini öğrenir. | Open Subtitles | غيليس ديفيري , طبيب الأسنان , أكتشف بأن زوجته كانت تكسر الوصية السابعة |
Ardından karısının kaybolduğunu ve kızının öldürüldüğünü öğrendi. | Open Subtitles | و بعدها أكتشف بأن زوجته قد أختطفت و أبنته قد قُتِلت |
Ama senin gibi yeteneği olmayan biri onun karısının başka adamla kaçtığını nasıl bildi? | Open Subtitles | لكن أنتِ لا تمتلكين أي قوى فكيف عرفتِ بأن زوجته هربت مع رجل آخر؟ |
Ama yinede sen karısının evden kaçtığını bilemezsin. | Open Subtitles | لكن لا يمكننا أن نتأكد بأن زوجته هربت من المنزل. |
O yüzden karısının genç bir adamla kaçtığına eminim. | Open Subtitles | لذلك أنا متأكدة بأن زوجته هربت مع رجل صغير في السن. |
Evet. Sör George Stubbs karısının hala hayatta olduğuna inanıyor. | Open Subtitles | نعم, لكن السير جورج يؤمن بأن زوجته ماتزال حيّة |
karısının hiç televizyon seyretmediğini söyledi. | Open Subtitles | لقد قال بأن زوجته لم تشاهد التليفزيون قط |
karısının, yıldönümlerinde gittiğine inanabiliyor musun? | Open Subtitles | هل يمكنك أن تصدق بأن زوجته تركته لوحده في ذكراهم السنوية ؟ |
karısının zehirlendiğini ve bunu benim yaptığım dedikodularını yayıyor. | Open Subtitles | إنه ينشر شائعات بأن زوجته سُمِمت وأني من فعل ذلك. |
Aslında, Rafael karısının bir şeyler saklıyor olabileceğinden şüphelenmeye başlamıştı. | Open Subtitles | في الواقع، رافائيل بدأ بالاشتباه بأن زوجته تخفي شيئا |
Dougal karısının ani bir hastalık yüzünden öldüğünü öğrenince kör kütük sarhoş oldu. | Open Subtitles | انه دوغال عرف للتو بأن زوجته هلكت اثر مرض مفاجئ وهو الآن يشرب كالمسعور كيف ؟ |
Soyunmadan önce karısının yeni öldüğünü söyledi. | Open Subtitles | وقبل أن أخلع ملابسي أخبرني بأن زوجته ماتت للتو |
Ölüler dünyasına geri döndükten sonra yeraltı kraliçesi Persephone'ye yaklaştı ve karısının onu uygun bir şekilde gömmeyerek ona büyük bir saygısızlık etmiş olduğundan yakındı. | TED | وبالعودة إلى عالم الأموات، التقى سيزفس ببيرسيفون، ملكة العالم السفلي، واشتكى لها بأن زوجته قللت من احترامه بعدم تقديم الدفن اللائق. |
Eğer kocam şuan burada olsaydı size bebeklerle röportaj yaptığımı anlatırdı çünkü karısının çocuklar üzerinde deneyler yaptığını söylemeyi tercih etmezdi. | TED | حسناً، لو كان زوجي هنا الآن، لأخبركم أنني أجري مقابلات مع الرضع، لأنه لا يفضل القول بأن زوجته تجري تجاربًا على الأطفال. |