Yaşamak için, her yemekten önce kendine iğne vurmak zorundasın. | Open Subtitles | للبقاء، يجب أن تحقن نفسك بإبرة قبل كل وجبة طعام. |
Samanlıkta iğne aramaya benziyor. Ama belki şansımız yaver gider. | Open Subtitles | الأمر أشبه بإبرة في كومة قشّ، لكن لربّما سيُحالفنا الحظ. |
Bir çocuk var; annesi koluna iğne yapıyor, ve kendinden geçiyor. Çocuk annesinin ona neden yemek yapmadığını bilmiyor ve bu gece aç yatıyor. | TED | هناك طفل قد حقنت والدته ذراعها بإبرة مخدرات وغابت عن الوعي، ولا يعرفُ لماذا لم تحضر له العشاء، ويذهبُ إلى فراشه جائعًا تلك الليلة. |
Bu adama uzun iğneyle enjeksiyon yaptıktan sonra hazır olacağım. | Open Subtitles | سآتي حالاً بعد أن أحقن هذا الرجل بإبرة طويلة |
İğneyi yapmalıyız! Tutun onu. | Open Subtitles | حسناً علينا شكه بإبرة لحقنه أمسكوه جيداً |
Kurbana derialtı iğnesi sokulmuştur büyük ihtimalle içerisine bir şey de enjekte edilmiştir. | Open Subtitles | لو طُعِن الضحية بإبرة تحت جلدية لربما تم حقن شئ ما |
Hamamböceğini bulduğunda aynı zamanda bir duyu organı olan iğnesiyle onu sokar. | TED | وعندما تجد واحدًا، تقوم بلسعه بإبرة هي أيضًا عضو للإحساس. |
Ona iğne batırsanız ben ağlamam ama eğer bir şey canını sıkıyorsa, yanlış bir şey varsa hissedebilirim. | Open Subtitles | اذا وخزتها بإبرة فانا لن ابكي ولكن اذا كانت متضايقة من شيء .. او كان هناك خطأ ما |
Son hatırladığım, biri sanki arkamdan bir iğne batırıyordu. | Open Subtitles | اخر شيء أتذكره، شخص ما وخزني بإبرة من الخلف. |
Beyninin tam olarak bir yerine sıcak bir iğne sokmama izin verirsen, sürekli mutlu olursun. | Open Subtitles | إن تركتني أثقب دماغك بإبرة ساخنة في المكان المناسب، ستكون سعيدا طوال الوقت |
O kadar düşündüm, sonra Penyy geri geldi adama bir iğne yaptı. | Open Subtitles | ، ظننت أنّ هذه نهاية الأمر ،فإذا بها قد أتت . و حقنت الرجل بإبرة |
Arkadaşlar, kadın kendini iğne ve iplikle dikmiş. | Open Subtitles | يا رفاق، لقد خاطت المرأة نفسها للتو بإبرة وخيط. |
0.3 milimetrelik iğne fark edilmeyecek şekilde içine girmeli. | Open Subtitles | "يفترض بإبرة من عيار 30 أن تنزلق إلى داخل دون أن تكتشف" |
Üzgünüm. Galiba sana yeni bir iğne borçluyum. | Open Subtitles | أسف, أظنُ بأنني أدين لكِ بإبرة جديدة. |
Bakın, o arkamdan lanet olasıca büyük bir iğneyle geldi, değil mi? | Open Subtitles | اسمعوا ، لقد هاجمني بإبرة ضخمة لعينة فحسب |
Brooke ölürse, senin sonun da onun gibi iğneyle ölüm cezası olur. | Open Subtitles | إذا ماتت، ستنتهي بإبرة في ذراعك مثلهُ تمامًا |
Sağ tarafta tansiyon pnömotoraksa iğneyle girdim. Hayati bulguları düzeldi. | Open Subtitles | وخزتها بإبرة تهوية على الجانب الأيمن. |
Hele bir çıtları çıksın. Burada bu kadar doktor var. Yerler kıçlarına iğneyi. | Open Subtitles | إذا ما تسببا بضوضاء سأنادي الطبيب ليحقنهما بإبرة |
Sadece koluna birkaç kere iğneyi sapladık. | Open Subtitles | لا , يمكنه ان يجرح ذراعه بإبرة عدّة مرات |
Anthony Murphy'e adrenalin iğnesi batırdım. | Open Subtitles | لقد وخزت " انثوني مورفي " بإبرة ابينفرين |
Yüzün yanarsa, göğsüne demir çubuk saplanırsa, yanlışlıkla bir Hepatit C iğnesi saplanırsa ya da stresten ağzına kurşun sıkarsan... mızmızlanıp belediyeye dava açmamayı kabul ettiğin yazıyor. | Open Subtitles | ماذا تقول؟ تنصّ الوثيقة بأنه إذا احترق وجهك، أو اخترقت حديدة صدرك... أو طُعنت عن طريق الخطأ بإبرة إلتهاب الكبد... |
Daha sonra, deliye yaraşır biçimde kan kaybından ölene kadar eski bir dikiş iğnesiyle kendisini tekrar dikmeye çalışmış. | Open Subtitles | بسبب الجنون الذي حلَ به حاول أن يخيط نفسه بإبرة خياطه قديمه لتجميع نفسه ظنَا منه أنه مقطع لأجزاء منفصلة قبل أن ينزف حتى الموت -يا إلهي |
Kapağını açmadan böyle şırıngayla zerk etmişse zehri o şey yapar-- | Open Subtitles | ماذا لو كانوا حقنوا سمّاً بإبرة من الخارج؟ |