"بإبعاده" - Traduction Arabe en Turc

    • onu
        
    Ben olsam, onu ebediyyen öteki mahkûmlardan uzak tutardım. Open Subtitles ولو كان الأمر بيدي لقمت بإبعاده عن بقية السجناء للأبد
    Kadınımla aşk yapmak istedi, ben de onu küçük bir bıçakla çok küçük bir bıçakla uzaklaştırdım, senyor. Open Subtitles لذا قمت بإبعاده باستخدام سكين صغيرة يا سيدي، باستخدام سكين صغيرة
    onu sahneden indirdiler, dışarı attılar. Open Subtitles قاموا بإبعاده عن المسرح وألقوا به خارجاً
    Skip, sen de babanın mirasını onu devre dışı bırakarak kurtarmaya çalışıyorsun. Open Subtitles من خلال تدمير الشركة. سكيب، أنت تحاول أن تنقذ إرث والدك بإبعاده عن الشركة.
    Eğer Simon geri dönerse,onu engelleme. Open Subtitles ولذالك, أذا عاد سيمون إليك مرة أخرى, لا تقومي بإبعاده ونكرانه
    Ghost'un bizi ayırarak yaptığı yanlışı onu bu dünyadan ayırarak düzelteceksin. Open Subtitles أريد منك أن تصحح أخطاء جوست بإبعاده لبعضنا البعض عن طريق قتله
    onu tıbbın elinden alıp ne kadar hızlı adalet sistemine teslim edebilirsek o kadar iyi. Open Subtitles كلما أسرعنا بإبعاده عن يد الأطباء وإعادته لنظام العدالة كلما كان أفضل.
    Sana şunu söyleyeyim eğer Mac'i Escalante'nin yanında bulursak onu 25 yıl içeri tıkarım. Open Subtitles إنى أخبرك الاًن يا نيـك لو وجــدت ماكيوزيك بأى مكان ... قريب من إسكالانتي سأقوم بإبعاده لمـدة 25 عاماً
    onu ortadan kaldırdıysanız, bana neden soruyorsunuz? Open Subtitles إذا قمت بإبعاده هو لماذا تَسْألُني؟
    Tek çocuk olarak onu yükselterek daha Open Subtitles فجأة أنا مهتمة أكثر بإبعاده عن عائلته
    onu sokaktan uzak tutarak mı koruyacaksın peki? Open Subtitles اتعتقد انك تحمية بإبعاده عن عمله؟
    - onu neden kendinden uzaklaştırdığını biliyor mu? Open Subtitles هل يعرف لماذا قمتي بإبعاده عنكٍ ؟
    Bunun yerine onu uzaklaştırdım. Open Subtitles وبدلاً من ذلك, قمت بإبعاده عني
    - onu götürün! Open Subtitles -من الأفضل أن نقوم بإبعاده -قم بإبعاده
    onu buradan götüreceğim. Open Subtitles سأقوم بإبعاده من هنا
    onu biz uzaklaştırdık. Open Subtitles لقد قمنا بإبعاده
    onu sürgün etmeye hakkın yoktu. Her şeye hakkım var. Open Subtitles ليس لديك أي حق بإبعاده
    Ta ki babam onu içki için satana kadar. Open Subtitles حتى قام والدي بإبعاده
    onu uzaklaştırarak benim kalbimi kırdın. Open Subtitles فطرت قلبي، بإبعاده.
    onu neden bir kenara koymayı önemsesin ki? Open Subtitles لماذا نهتّم بإبعاده عنّا؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus