Belki oğlunu kimin kontrol ettiğini söyleyebilir. | Open Subtitles | ربما قد يكون قادراً على إخبارنا عمّن يتحكم بإبنه |
Nerede olursa olsun, ne yaparsa yapsın geceleri oğlunu arayıp iyi geceler der. | Open Subtitles | ولا يهم أين يكون أو ماذا يغعل، فهو يتصل دائما بإبنه ليتمنى له ليلة سعيدة. |
İbrahim'den oğlunu kurban etmesini istediğinde İbrahim'in hayır demesi gerekirdi! | Open Subtitles | الرب غير صالح عندما امر ابراهيم بالتضحية بإبنه كان على ابراهيم ان يقول لا |
oğlu hala bende. oğlu olmadan asla gitmez. | Open Subtitles | لا زلت أحتفظ بإبنه ولن يغادر من دونه أبداً |
Evet, kendi oğlu mevzubahis olduğu zamanlar hariç. | Open Subtitles | أجل، حسنٌ، بإستثناء عندما يتعلق الأمر بإبنه |
oğluyla olanlar haricinde fazla bir meşgalesi yok. | Open Subtitles | أجل، إنّها تظهر لنا أنّه يملك عددا قليلا من الإرتباطات الإجتماعية بجانب إرتباطه بإبنه. |
Kasten oğlunu kayalıklardan atmayı hiç duymadın mı? | Open Subtitles | ألم تسمعي عن من رمى بإبنه عمداً بالهاوية؟ |
Tanrı senin bütün günahlarını bağışlamaya razı eğer oğlunu kabul edip hayatına çağırırsan yapman gereken tek şey bu Tanrının oğlunu hayatına çağır. | Open Subtitles | الإله مستعد ليغفر لك خطاياك كلها إن قبلت بإبنه و أدخلته إلى حياتك هذا كل ما عيك فعله القبول بإبنه |
İşin, evliliğin, çocukların. "oğlunu binadan atalım". | Open Subtitles | عملك، زواجك، أطفالك أوه نعم، "دعونا نلقي بإبنه من فوق المبنى" |
İşin, evliliğin, çocukların. "oğlunu binadan atalım". | Open Subtitles | عملك، زواجك، أطفالك أوه نعم، "دعونا نلقي بإبنه من فوق المبنى" |
Efendim, ısrarlı biridir. Oyunlarda oğlunu izlemek için Kudüs'e gidiyoruz. | Open Subtitles | "إن سيدي مثابر و نحن متوجهين ل "القدس لنلتقي بإبنه في السباقات |
Tanrı'nın hepimizi kurtarmak için tek oğlunu kurban ettiği gibi. | Open Subtitles | مثل تضحية الله بإبنه "هذا قولهم ولا دخل للمترجم بأي شئ" لإنقاذنا جميعاً |
Ondan oğlunu kurban etmesi istenmişti. | Open Subtitles | لقد طلب منه التضحية بإبنه |
Tanrı Abraham'dan oğlunu kurban etmesini istemiş, ama sonunda Tanrı oğlanı affetmiş çünkü babası gayet inançlıymış. | Open Subtitles | الله طلب من (إبراهيم) إن يُضحى بإبنه الوحيد ولكن في النهايه ... الله فَدَى الإبن .. |
Zhao yetimini kurtarmak için kendi karısını ve oğlunu feda mı etti? | Open Subtitles | ...(و ذلك لإنقاذ ابن (تشاو لقد ضحى بإبنه و زوجته؟ |
Eesi oğlunu aradı. | Open Subtitles | إتصل بإبنه |
Kudüs'e gidiyoruz, oğlu oradaki oyunlara katılacak. | Open Subtitles | "و نحن متوجهين ل "القدس لنلتقي بإبنه في السباقات |
Tanrı, inancını sınamak için İbrahim'den tek oğlu İshak'ı kurban etmesini ister. | Open Subtitles | يطلب الربّ من (إبراهيم) بالتضحية بإبنه الوحيد (إسحاق)، وذلك إختباراً لإيمانه. |
oğlu Kevin'le ilgili galiba. | Open Subtitles | أظن الأمر له علاقة بإبنه (كيفين). |
Nesli oğluyla bitiyor. 1838'de öldükten sonra ailesiyle ilgili çok az şey biliniyor. | Open Subtitles | السلالة تنتهي بإبنه والقليل فقط معروف عن عائلته بعد موته 1838 |
Kral Philip oğluyla ilgili ne yapacağına karar vermeden önce kimse onu görmemeli. | Open Subtitles | يجب ان لايراه احد . حتى يقرر والده , الملك فييليب ماذا سيفعل بإبنه |