Ona yardım etmeye çalışıyorduk ama sanırım karımı kaçırdı çünkü çölü işaret eden birkaç iz bulmuştum. | Open Subtitles | لقدكُنّانحاولمساعدته، لكنني أعتقد أنه قام بإختطاف زوجتي لأنني عثرت على آثار تؤدي إلى الصحراء، حسناً؟ |
Jimmy yolun sonunda. Muhtemelen Tony'i kaçırdı bile. | Open Subtitles | جيمي سينفذ مشروعه الأخير غالبا قام بإختطاف توني سلفا |
Liman Müdürlüğü'ne ve Üçlü Bölge'ye de çocuk kaçırma alarmı verdik. | Open Subtitles | ويتمّ الآن إصدار تحذير بإختطاف طفلة لسلطة الميناء ومنطقة الولايات الثلاثة. |
Oğlumu kaçırıp ailemi tehdit etti. | Open Subtitles | حسناً، لقد قام بإختطاف إبني، و هدد أسرتي. |
Küçük çocuğu kaçıran adam o mu? | Open Subtitles | هذا الشخص هو من قام بإختطاف الفتى الصغير؟ |
Sanırım, sen o ara meşguldün.. onun rehber köpeğini kaçırmakla. | Open Subtitles | .. أعتقد أنكِ كنتِ مشغولة بإختطاف كلبه المُرشد |
Karımı terörislerin mi kaçırdığını söylüyorsunuz? | Open Subtitles | أتعتقد أن الإرهابيون هم من قاموا بإختطاف زوجتى ؟ |
Neden Federal gözaltında olan bir çocuğu kaçırdın? | Open Subtitles | لماذا تقوم بإختطاف طفل وهو فى حضانة القوات الفيدرالية ؟ |
- Kendi kızını kaçırmış. | Open Subtitles | لقد قام بإختطاف ابنته ؟ ماذا ؟ |
Perilerin kral ve kraliçesinden Thistle'i kaçırdılar. | Open Subtitles | لذلك قاموا بإختطاف "ثيسل" من ملك و ملكة الجنّيات |
Bana Amber'in kaçırılmasıyla nasıl bir ilgim olduğunu söyleyeceksin. | Open Subtitles | لذلك أخبرني ما علاقة ذلك بيّ حتى يقوموا بإختطاف (آمبر) |
Bir kadını kaçırdı ve para istiyor. Olumlu bir sonuç almak için elimizden gelen her şeyi yapacağız. | Open Subtitles | قام بإختطاف إمرأة، يُطالب بأموال سنستمر قدُماً إلى نتيجة إيجابية |
Adamları, kızımı ve eski karımı kaçırdı. | Open Subtitles | أولئك الأشخاص قاموا بإختطاف زوجتي السابقة و ابنتي |
Hesaplarımıza göre Mutabakat bu çocukları 08:30 ile 08:45 arası kaçırdı. | Open Subtitles | "حساباتنا تُشير إلي أن "الكوفنانت قامت بإختطاف الأطفال بين الساعة الثامنة والنصف والثامنة وخمس وأربعون دقيقة صباحاً |
Çünkü SAS komandosunun bir çocuk kaçırma olayın karışması büyük bir ayıp. | Open Subtitles | لأنّه من العار أن رجل من الخدمة الجوية الخاصة متورط بإختطاف طفلة. |
Özellikle Büyülüler'den birinin oğlunu, kaçırma riski göze alındığında. | Open Subtitles | بالأخص بإعتبار الخطر الكامن . بإختطاف إبن أحد المسحورات |
O, unutmayalım ki her işin altından kalkabilecek bir sosyopat, daha önce de bir FBI ajanını kaçırıp öldürdü o. | Open Subtitles | إنه راجل واسع الحيلة معتل إجتماعياً من ، دعنا لا ننسى أنه قام بإختطاف وقتل عميل لمكتب التحقيقات الفيدرالية من قبل |
Bunlar Amerikalı gazetecileri kaçırıp, yavaşça kafalarını kesip, bunları da filme alıp, dünyaya dağıtan tipler, sen de ciddi ciddi, oturmuş koşullar falan diyorsun... sanki, standart bir Cumartesi akşamı gibi geliyor bana... bilemiyorum millet... bence buradaki insanların çoğu yok yere burda... | Open Subtitles | هؤلاء الأشخاص يقومون بإختطاف و أسر الأميركان يقومون بقتلهم بدم بارد تسجيلات الفيديو تقول هذا الهراء ارسلت إلى جميع أنحاء العالم |
Oğlumuzu kaçıran bir adamın eline mi düşürdün bizi? ! | Open Subtitles | وضعتنا في يدي مجنون مختل قام بإختطاف ابننا؟ |
Çocukları kaçıran, ağlayan bir kadın. Ama ne olduğunu bilen yok. | Open Subtitles | تقوم بإختطاف الأطفال، ولكن لا أحد منهم يعرف كنهها. |
Birisi karınızı kaçırmakla tehdit etse, bir an dâhi yanından ayrılır mıydınız? | Open Subtitles | لو هددكَ أحد بإختطاف زوجتك، أكنتَ لتدعها تغيب عن ناظريك؟ |
Başkanın güvenlik danışmanının katili olduğu bir cinayetin tanığını kaçırdığını düşündüren bir beyin yıkama operasyonu geçirdim. | Open Subtitles | تم إجراء غسيل دماغ لي كي أعتقد أن مُستشارة الرئيس للأمن الوطني قامت بإختطاف شاهدة عيان على جريمة قتل قامت هي بإرتكابها |
Ve koruyucu baban, seni korumaya çalışmak için, senin suçlarını üstüne aldı ve kamera karşısında intihar etti, bir CSI'ı kaçırdın ve onu bir arabanın altına sıkıştırdın, çölde, tek başına, ve onu orada ölüme terk ettin. | Open Subtitles | وعندما حاول ابوك بالتبنى ,ان يقوم بحمايتك... واعترف بجريمتك فى فيديو ينتحر به وقمتى بإختطاف احد المحققات ووضعتيها تحت سيارة |
Vampirin teki iki çocuğu kaçırmış ve onları iki ufak vampire dönüştürmüş. | Open Subtitles | -كلا. قام مصاص دماء بإختطاف طفلين صغيرين... وحولهما إلى مصاصي دماء صغيرين. |
Amber'i kaçıran bu adamlar aynı zamanda başkanın da oğlunu kaçırdılar. | Open Subtitles | .... هؤلاء الأشخاص الذين اختطفوا ( آمبر) قاموا بإختطاف ابن الرئيس أيضاً |
Polislere gidip de araştırdıkları cinayetin kızımın kaçırılmasıyla bir ilgisi olduğunu da söyleyemem çünkü Jake'i tehlikeye atmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا استطيع الذهاب إلى الشرطة وأخبرهم أنّ الجريمة التي يحققون بها، تتعلق بإختطاف إبنتي. ولماذا، لأنني لا أريد تعريض (جيك) للخطر. |
Bir de otobüsün kaçırılmasını kullanarak kendisini takip eden kişinin kimliğini buldu... | Open Subtitles | فقد إختبارك لتقومَ بإختطاف الباص ، من أجل معرفة . إسم الشخص الذي يتبعُه |