FBI'ın yardımıyla onları ülkeden çıkardık. | Open Subtitles | لذا وبالتعاون مع مكتب التحقيقات الفيدرالية قمنا بإخراجهم |
Kendi şirketimi kurup onları da piyasanın dışına iteceğim. | Open Subtitles | سوف أقوم بإنشاء شركتي الخاصّة وأقوم بإخراجهم من عملي |
Ben yapmam. Bu boktan duruma aptal istihbaratınız yüzünden düştüler. onları kurtaracağım. | Open Subtitles | ليس بواسطتي ، معلوماتك الفاسدة وضعت رجالي في هذا الموقف السيء جداً ، وسوف أقوم بإخراجهم |
İkimizde geri koştuk. onları dışarı çıkardık. | Open Subtitles | عُدنا نحن الإثنان، قمتُ أنا بإخراجهم |
Hayır, onları dışarı çıkaracağız. | Open Subtitles | لا، سنقوم بإخراجهم |
Herkesi evden dışarı sürükleyip caddeye getirdiler. | Open Subtitles | يقومون بإخراجهم مِن منازلهم |
Saat 4.00 olunca onları kapınızdan def ediyoruz. | Open Subtitles | عندما تدّق الساعة على الرابعة فجراً سوف نقوم بإخراجهم مِن بابك. |
Oraya gidip, onları alıp geleceğim çünkü üniformalı erkekler bana bayılır. | Open Subtitles | حسنًا، سأذهب إلى هناك وأقوم بإخراجهم لأن الرجال في الزي الموحد معجبون بي |
Telsiz frekanslarını hackleyip acil durumla onları buradan uzaklaştırmana ihtiyacım var. | Open Subtitles | أريدكَ أن تخترق ترددات الراديو قم بالإرسال لهم حتى تقوم بإخراجهم لحالة طوارىء |
Bildiğim tek bir şey var o da onları bir an önce oradan çıkarmazsak 33 cesedimizin olacağı. | Open Subtitles | ما أنا متأكد منه إننا إن لم نسرع بإخراجهم سنخرج 33 جثة |
onları denizaltıdan nasıl çıkaracağını da? | Open Subtitles | كيف سيقوم بإخراجهم من الغواصة ؟ |
- onları buradan çıkarmamız gerek. - Nereye gidiceğiz. | Open Subtitles | يجب أن نقوم بإخراجهم من هنا - إلى أين سنذهب ؟ |
Yaşasalar da yaşamasalar da, onları oradan çıkaracağız. | Open Subtitles | سواء نجو أم لا نحن المخولون بإخراجهم |
- Hayır, onları görmek istemiyorum. - Göstermeyecektim, seni domuz. | Open Subtitles | لن أقوم بإخراجهم لك، أيّها الأحمق |
Arkadaşlarımı dışarı çıkarmalıyız. | Open Subtitles | يجب أنْ نقوم بإخراجهم |