"بإخفاء" - Traduction Arabe en Turc

• sakladın
• sakladı
• saklamak
• saklamaya
• saklamış
• gizli
• saklayarak
• saklar
• saklama
• saklayan
• sakladım
• saklıyor
• sakladığını
• örtbas
• gizlemeye

Müşterilerini burada sakladın. Arkadaşlarının burada kalmasına izin verdin.
أنت تقوم بإخفاء عملاؤك هنا و تدع أصدقاءك يقيمون هنا

- Efsaneye göre tüm iyi korsanlar gibi o da hazinesini sakladı ve yerini bir haritaya işaretledi.
حسنٌ, حسب ما تقوله الأسطورة، ككل القراصنة البارعين, قام بإخفاء الكنز وصنع خريطة.

Acıyı saklamak için bir göreve çıktığını ve bunu kısmen sen de yapıyorsun.
بإخفاء الألم عن طريق القيام بمهمة و أنا أعلم أن هذا ما تقوم به قليلًا

Çin Hükümeti halkından sır saklamaya inanmıyor.
الحكومة الصينية لا تؤمن بإخفاء الأسرار عن شعبها

Dizinleri sadece saklamış, silmemiş.
كان مجرّد تروجان قام بإخفاء المسارات ولكن لم يمحيها

Bileklerinde gizli kartlar falan yok muydu?
ألم تقم بإخفاء بطاقات بداخل كمّ قميصك أو ما شابه ؟

Sanırım tüm bu üstadların bildiği şey, kaynağı saklayarak gizem hissi yaratıyorsunuz.
أعتقد أن هؤلاء أدركوا أنهم بإخفاء مصدر الصوت، يخلقون جوًّا من الغموض.

Bütün aileyi benden sırf para için mi sakladın?
قمتِ بإخفاء عائلة بأكملها عنّي لأجل المال؟

Tatlım neden böyle bir şeyi benden sakladın?
عزيزي، لماذا قد تقوم بإخفاء شيء كذلك مني؟

Bu keşiş, o mektubu sakladı çünkü biliyordu ki, mektubu okuduğu öğrenilirse kendi de öldürülecekti.
قام الراهب بإخفاء ما وجده وكان متأكداً، بأنه إذا علم أي أحد بأنه قد قرأها بأنه سيتم نفيه أيضاً

Bu kadar uzun süre saklamak için çok uğraşmış olmalı.
لا بد أنّ ذلك تطلّب الكثير من العمل الشاق بإخفاء أمر الحمل كُل هذه المدّة

Sonra ilişkiye başlarsın ve olay hayal kırıklığını saklamaya dönüşür.
و من ثم تكون في علاقة, و يكون الأمر كله متعلق بإخفاء خيبة أملك

Aklı başına gelmeden ordunun verdiği diğer silahı saklamış olabilir.
من الممكن أن جيش الرجل الواحد قام بإخفاء المسدس الآخر قبل أن يرجع لوعيه

Bunu gizli gizli yapardı. Ama sen, bundan zevk alıyorsun.
لهذا قام بإخفاء كل شيء، أما أنت على الجانب الآخر كنت تفرح بذلك

Başsavcı, onun sistematik bir şekilde kanıtları saklayarak mahkûmiyet aldırdığı hakkındaki iddiaları araştırıyor.
النائب العام يحقق في مزاعم أنه يقوم بإخفاء أدلة بإنتظام للحصول على الإدانة

İnsanlar genellikle teknenin bir yerlerinde anahtar saklar.
بكثير من الأحيان يقوم الناس بإخفاء المفاتيح بمكان ما على القارب

İkisi de oyuncu eskisiydi. Kimliklerini saklama takıntıları vardı.
أنهم كانوا فنانين في الهروب، كلاهما لديهما هوّس بإخفاء هويّاتهم

Hayır, vicdan azabım yok çünkü o notu saklayan ben değildim.
كلا، لم يؤنبني ضميري لأنني لست من قام بإخفاء ذلك المستند

Bana oyun oynamaya kalkarsın diye kanıtların bir kısmını sakladım
لقد قمتُ بإخفاء بعض الأدلّة في حال قمتَ بخيانتي

Kendini benden saklıyor ve onunla da hesaplaşmam gerekiyor.
قام بإخفاء نفسه عني و أنا أيضًا لدي عملُ لتسويته معه

Babasının, önemli belgeleri duvara sakladığını bildiğinden son kozlarını oynuyordu.
و بمعرفه أن أبيه كان مولعاً بإخفاء الأشياء القيمة في الحوائط أعتبر هذا أخر مناورة يائسة

Hatalarını biraz örtbas ediyormuşsun gibi geldi, değil mi?
حسناً، أنت نوعاً ما تقومين بإخفاء النفايات تحت البساط، ألست كذلك ؟

Operasyonun detaylarını öğrenmek için bilgi kaynağını gizlemeye söz vermiştim bir yolunu bulacaktım.
في مقابل تفاصيل عن العملية أبرمت إتفاقاً بإخفاء هوية مصدر المعلومات