Şarbon için verdiğimiz antibiyotiklere devam edelim ve sarkoidoz için metotreksat vermeye başlayalım. | Open Subtitles | أبقوه على المضادات للجمرة و ابدوا بإعطائه الميثروتريكسايت للساركويدوسيس، و نرى ما يحدث |
Bakteri kaynaklı menenjit için geniş spektrumlu antibiyotik vermeye başlayın. | Open Subtitles | دون أن أعرف؟ ابدأوا بإعطائه مضادات حيوية لالتهاب السحايا البكتيري |
Vankomisin MDSA'ya karşı en etkili tedavidir. vermeye devam edeceğiz. | Open Subtitles | الفانكوميسين هو أفضل علاج للبكتيريا لذا فسنستمر بإعطائه لها |
Çinli patronla, bu iki esrarkeşten birini vereceğim diye anlaştım. | Open Subtitles | لقد عقدت صفقة مع القائد الصيني بإعطائه واحداً من المدمنين |
Ama kan basıncı yine düşerse bir doz oktreotid vermeyi düşünürüm. | Open Subtitles | ولكن إذا انخفض ضغطه مجددا، سأفكر بإعطائه جرعة من الأوكتروتيد. |
Pozitifse metotreksat verelim. | Open Subtitles | إن كان إيجابياً ابدأوا بإعطائه الميثروتريكسايت |
Pekâlâ. O zaman ona IV sitoksan ve plazmaferez verelim. | Open Subtitles | حسناً، لنبدأ بإعطائه السايتوكسان و البلازمافيريسيس |
Prednizon vermeye başlayın. Oksijen seviyesini yüksek tutun. | Open Subtitles | ابدأي بإعطائه البردنيزون و ابقي نسبة الأكسجية عالية |
vermeye başladığımız steroitler bağışıklık sistemini zayıflatıp enfeksiyonu alevlendirmediyse. | Open Subtitles | حتّى بدأنا بإعطائه الستيروئيدات وشللنا نظامَهُ المناعي وتركنا الإنتان ينتشر |
Antibiyotiklerini kesip kortikosteroid vermeye başlayın. | Open Subtitles | أوقفوا المضادات الحيوية عنه و ابدأوا بإعطائه السترويد |
IV kortizon ve sentroit vermeye başladım. | Open Subtitles | بدأت بإعطائه الستيرويد و السينثرويد |
Toplardamardan kinidin vermeye başlayacağım. | Open Subtitles | سأبدأ بإعطائه الكويندين الضموريدي |
- O gelince - scamorza'yı vereceğim. | Open Subtitles | عندما يأتي, سوف اقوم بإعطائه تلك الجبنه |
Paramı ya da kullanabileceği kadarını ona vereceğim. | Open Subtitles | وأنا سأقوم بإعطائه مالي أو ما هو بحاجته |
Bu yüzden ona 5 MiyavMiyavBeenz vereceğim. | Open Subtitles | و لهذا سأقوم بإعطائه 5 نقاط |
Ben de sana vermeyi düşünürken ayrılıverdik. | Open Subtitles | وكنت أفكر بإعطائه لكِ، ولكننا انفصلنا بعد ذلك |
ona babanın altın saatini vermeyi düşündüm. | Open Subtitles | فكرت بإعطائه ساعة الأب الذهبية |
Sayende bir kez daha duyduk, eksik olma. Hemen lupron verelim. | Open Subtitles | أشكرك، لا نستطيع قولها كثيراً ابدأوا بإعطائه اللوبرون حالاً |
Çünkü beni affetse de affetmese de ona ihtiyacı olacak. | Open Subtitles | هو بحاجة لتلك الملفات مساعد عشوائي قام بإعطائه تلك المعلومات |
Kayıtlara geçsin, ona sadece 20 dolar artı bir playboy dergisi söz verdim. Playboy? | Open Subtitles | "لعلمك، وعدت بإعطائه عشرون دولاراً ومجلة "بلاي بوي |
Editöre verdiniz onu, değil mi? | Open Subtitles | لقد قمتما بإعطائه الى المحرر, ألم تفعلا ذلك ؟ |