Misk farelerinin düzenli olarak yuvadan çıkıp buz altında yiyecek toplamaya çıktıklarını gözlemledik. | Open Subtitles | فقد لاحظنا أن جـرذان المـسك تترك المنتجع بإنتظام للبحث عن الطعام تحت الثلج |
Eğer bunu düzenli olarak yapmamı istersen seve seve yaparım. | Open Subtitles | لذا إن احتجت إلى أن أفعل ذلك بإنتظام فالأمر يسعدني |
Son birkaç ayda, bu numarayı düzenli olarak çok geç saatlerde aramış. | Open Subtitles | خلال الأشهر الأخيرة اتصلت بهذا الرقم بإنتظام في وقت متأخر جداً ليلاً |
Belki de yuva zemini için sürekli taze saz getirerek kira ödüyorlar. | Open Subtitles | ربما أن جـرذان المـسك تدفع الإيجار وذلك بتزويد المنتجع بإنتظام بفراش جديد |
Biz senin ailenin bir parçası olmanı ve sık sık Cody'i ziyaret etmeni istiyoruz. | Open Subtitles | نريدك أن تكوني جزءا من العائلة وزيارة كودي بإنتظام. هذا جنون. |
Okuldan sonra düzenli olarak çalışmaya gelen 25 annemiz var. | TED | كان لدينا ٢٥ أم يحضرن بإنتظام بعد المدرسة للدراسة |
Açıklama, tedavide çok önemlidir... ...çünkü insanların, ilaçlarını düzenli almaları için aile bireylerinin ve... ...arkadaşların desteğine ihtiyacı vardır. | TED | الإشهار مهم جداً للعلاج، لأنه، مجدداً، المرضى في حاجة إلى مساندة أفراد العائلة و الأصدقاء حتى يتناولوا أدويتهم بإنتظام. |
Hayır, düzenli olarak su ve yemek verdiğim ailem var. | Open Subtitles | لا .. أبواى فقط الذى اسقيهم وأغذيهم بإنتظام |
düzenli olarak egzersiz yapmana rağmen, bağların komada biraz kısaldı. | Open Subtitles | و رغم قيامك بالتدريبات بإنتظام فالأربطه سنقللها قليلا |
Johnny'yi düzenli olarak gören tek kişi Coney lsland'daki Madam Zora isimli falcıymış. | Open Subtitles | الشخص الوحيد الذى كان جونى يراه بإنتظام كانت قارئة كف فى جزيرة كونى و تدعى مدام زورا |
Diyetime dikkat ediyordum, düzenli de spor yapıyordum. | Open Subtitles | كنت ملتزماً بحميتي الغذائية، أتمرّن بإنتظام |
Karım ve ben birden çok arkadaşa sahibiz ve onlarla düzenli olarak görüşmekten zevk alıyoruz ve bütün bunlar oldukça sağIıklı. | Open Subtitles | أنا وزوجتي لنا عدّة أصدقاء ونحن نتمتّع برؤيتهم بإنتظام وهو أمر مُفيد جداً |
Ancak düzenli olarak gittiği üç yer var. | Open Subtitles | نَعْرفُ ثلاثة أماكنَ بأنّه يَتردّدُ علىهم بإنتظام. |
Yüzeyinin de düzenli aralıklarla küçük, içe yönelik patlayıcılarla kaplanması gerek. | Open Subtitles | بهذه الاداة الصغيرة جداً تنتَشرَ بإنتظام على السطحِ |
Hücresi ve postaları düzenli olarak aranıyor. | Open Subtitles | وزنزانته يتم تفتيشها بإنتظام. ويتم فحص بريده. |
Her pazar buraya gelir ve 2 torba saman alırım, saat gibi düzenli... 2 torba saman, ayda 4 defa. | Open Subtitles | كل إثنين آتي إلى هنا ومعي حقيبتان من الطعام بإنتظام كالساعة حقيبتان من القمح أربع مرات شهرياً |
Birbirlerini çok yakından tanıyorlar ve düzenli aralıklarla görüşüyorlar. | Open Subtitles | يعرفون بعضهم البعض و يحافظون على الإتصال بإنتظام. |
Ama daha önemlisi NSA o telefonun düzenli olarak arandığını söylüyor. | Open Subtitles | لكن الأكثر أهميّة أن تقارير إن إس أي وضعت الإتصالات على ذلك الهاتف بإنتظام |
Artık medcezirin met zamanlarında sürekli yaşanan bir olay bu. | TED | ويحدث هذا الآن بإنتظام خلال ظاهرة المد والجزر العالي. |
Kadınların barakasında sürekli ziyaretimize gelir bize şeker, çikolata ikram ederdi. | Open Subtitles | كان يزورنا بإنتظام في مسكن النساء يحضر لنا الحلوى الشوكولا |
Sorun nedir, McEwen ? Eskiden beni sık sık ziyaret ederdin. | Open Subtitles | أنت أعتدت على أن تزور بيتي بإنتظام. |
Başsavcı, onun sistematik bir şekilde kanıtları saklayarak mahkûmiyet aldırdığı hakkındaki iddiaları araştırıyor. | Open Subtitles | النائب العام يحقق في مزاعم أنه يقوم بإخفاء أدلة بإنتظام للحصول على الإدانة |