Kısaca, pazarın onlara adil davranmadığı sonucuna ulaştılar. | TED | باختصار، لقد شعروا أن السوق لم يعاملهم بإنصاف |
Bu basit fikir usul adaletidir ve bu kavrama göre eğer insanlar, onlara adil, saygılı, onuruna yakışır davranıldığını hissederlerse hukuka uyarlar. | TED | حسناً، هذه الفكرة البسيطة هي العدالة الإجرائية وهي مفهوم يقول أنه إذا لمس الناس أنهم يُعاملون بإنصاف وبكرامة وباحترام، فإنهم سيطيعون القانون. |
Harika. Bıçak olmadığı sürece Tim adil dövüşür. | Open Subtitles | صفقة جيدة, تيم سيتعارك بإنصاف لطالما لم يحمل شفرة |
Seni adil bir oyunda yendim. Sen beni yenseydin, ben sana gelip böyle gelip ağlamazdım. | Open Subtitles | هزمتك بإنصاف وانت هزمتني لم اتي اليك باكيا |
Seni adil bir oyunda yendim. Sen beni yenseydin, ben sana gelip böyle gelip ağlamazdım. | Open Subtitles | هزمتك بإنصاف وانت هزمتني لم اتي اليك باكيا |
Bu kasabada dürüst kovboylar adil muamele görmüyor. | Open Subtitles | ألا يوجد من يعامل راعي بقر نزيه بإنصاف في هذه المدينة |
Pekala, belki de, bir ihtimal, sana yeterince adil davranmadığımı kabul edebiliriz. | Open Subtitles | حسنا ً انظري , ربما , احتمالا ً من المعقول انني لم أعاملك بإنصاف كامل |
adil ve yalnız dövüşmezler. | Open Subtitles | لا يُقاتلون بإنصاف ولا يُقاتلون بمفردهم. |
Eğer onlara yardım edersen sana adil davranılmasını sağlarım. | Open Subtitles | إذا ساعدتهم, سأحرص على أن يتم معاملتك بإنصاف |
Departmanla benim ilgilenmeme izin verirseniz tüm mağaza çalışanlarınıza nasıl adil davrandığınızı görür. | Open Subtitles | لو تسمحون لي بالاهتمام بالقسم سيرى جميع من في المتجر بأنكم أرباب العمل الذين يعاملون طاقمهم بإنصاف |
Doğrudan sizden özür dileyecek ve daha fazla kayıp olmaması için size adil davranacak. | Open Subtitles | هو سيعتذر مباشرةً ويعاملك بإنصاف لكي يوقف المزيد من الضحايا |
Orada adil muamele görmesini sağlamalısın. Bari bunu yap. | Open Subtitles | عليك أن تحرص على أن يُعامل بإنصاف هناك، إنّه أقل ما عليك فعله. |
Buraya, bu kaynakları tüm ulusa adil olarak dağıtmak için geldim. | Open Subtitles | أنا هنا لتوزيع هذه الموارد بإنصاف في كافة أنحاء الأمة |
Bana karşı bir kerecik adil davransaydınız belki size ihanet etmezdim. | Open Subtitles | لو عاملتموني بإنصاف مرّة ربّما ما كنت لأنقلب عليكم |
Bu yüzden yatırımcılarımıza sesleniyorum. Buradaki soru-cevap oturumlarına daha adil yaklaşma imkanınız olduğunu söylemek istiyorum. Sadece doğru olanı yapmakla kalmayıp daha nitelikli kararlar verme konusunda kendinizi geliştirebilirsiniz. | TED | لذلك إلى المخترعين بالخارج، أود أن أعرض أن لديكم فرصة هنا للتعاملون مع جلسات الأسئلة والأجوبة بإنصاف ليس لتفعلوا الشيء الصحيح فقط، بل لتتمكنوا من تحسين جودة اختياركم للقرارات أيضاً. |
Sadece adil olmanızı istiyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أريد أن أعالج الوضع بإنصاف. |
Sadece adil olmanızı istiyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أريد أن أعالج الوضع بإنصاف. |
7 Mayıs 1919'da,Almanya heyeti Wilson'un adil telkinleriyle tarafsız bir barış umarak anlaşmayı almaya geldiler. | Open Subtitles | في 7 مايو 1919 جاء الوفد الألماني إلى تجمع المعاهدة توقّع إيجاد تسويّة عادلة مستمّدة "من إحساسهم بإنصاف "ويلسون |
Kazanacaksın. Çünkü annen artık adil oynamayacak. Irina ile konuştuk da, dünle ilgili gerçekten kötü hissediyoruz. | Open Subtitles | لا ، سوف تفوز لأن أمك سئمت من اللعب بإنصاف "كنت أتحدث مع "أيرينا ونشعر بشعور سئ حيال ما حدث البارحة |
Hayır, dürüstçe yapmalısın. | Open Subtitles | لا ، يجب ان تنجح بإنصاف و أمانة |
Düzün dursana. Hayır, hayır! | Open Subtitles | ألا يمكنك معاملتي بإنصاف ؟ |