Dünyayı kurtarmam için beni ikna etmeye çalışacaksın. | Open Subtitles | ستحاولين أن تقنعيني بإنقاذ العالم |
Dünyayı kurtarmam için beni ikna etmeye çalışıyorsun. | Open Subtitles | ستحاولين أن تقنعيني بإنقاذ العالم |
Senin görevinin dünyayı kurtarmak olduğunu biliyorum ve biraz fırsatçı gözükebilirim, ama bilirsin, hırsızdan bir şey çalmak tam olarak hırsızlık değildir. | Open Subtitles | أنا أقدر مهمتك بإنقاذ العالم ومن المحتمل بأن أكون انتهازية. لكن, أتعلم بأن السرقة من سارق ليست سرقة. |
Sana söyledim, dostum, o dünyayı kurtarmak ve hastalıklara tedavi üretmek istiyor. | Open Subtitles | لقد أخبرتك، يا صاح إنها ترغب بإنقاذ العالم ومعالجة الأمراض |
Bazen dünyayı kurtardığımı hayal ederim. | Open Subtitles | أحياناً أحلم بإنقاذ العالم |
Bazen dünyayı kurtardığımı hayal ederim. | Open Subtitles | أحيانا أحلمُ بإنقاذ العالم |
Haftanın yedi günü dünyayı kurtarmakla meşgulüm. | Open Subtitles | حسناً، سبعة أيام فى الإسبوع وأنا مشغولة بإنقاذ العالم |
Gezegenin diğer tarafında bir uçak havaya uçar kocan o uçaktadır, ve birden artık dünyayı kurtarmak istemiyorsundur. | Open Subtitles | تفجرت طائرة على الجهة المقابلة من الكرة الأرضية وزوجكِ عليها وفجأة لا تهتمين بإنقاذ العالم بعدها |
dünyayı kurtarmak umurunda bile değilmiş. | Open Subtitles | لم يهتمّ قطّ بإنقاذ العالم. |
Bak sen. dünyayı kurtarmakla o kadar meşgulsün ki kendi evliliğini bile kurtarmaktan acizsin. | Open Subtitles | حسناً، إذا لم تكن هذه هي المرأة المشغولة جداً بإنقاذ العالم أكثر من إنقاذ زواجها |
Yoksa dünyayı kurtarmakla mı meşgul olacaksın? | Open Subtitles | أو ستكون مشغول بإنقاذ العالم ؟ |