Gazetelerden ve televizyondan, mühim bir ilgiyle davadaki ilerlemeyi takip ediyordum. | Open Subtitles | لقد تابعت تطورات القضية بالجرائد والأخبار، بإهتمام بالغ |
Roma bu olaylari büyük bir ilgiyle takip ediyor. | Open Subtitles | ستكون هذه الأحداث متابَعة من طرف "روما". بإهتمام كبير. |
İzninizle, efendim, ilgi çekmek için her koşul var. | Open Subtitles | إذا كان بامكاني قول ذلك، سيد، هو له كلّ شيء متعلق بإهتمام. |
Ama şunu söylemeliyim ki, kızlardan hoşlanan bir kız için erkek organına olağanüstü ilgi gösterdi. | Open Subtitles | يجب أنّ أقول هذا بالنسبة للفتاة التي تحب الفتيات، إنها تحظى بإهتمام إستثنائي من قبل العضو الذكري. |
Sonra tekrar Jenny'ye ve bir daha kendisine. Ve hayatında hiç yapmadığı kadar dikkatle kendi yüzüne baktı. | Open Subtitles | وعاد لينظر إلى وجهه, وأمعن النّظر بوجهه, بإهتمام شديد, أكثر ممّا فعل يوماً بحياته. |
Beyler, sanırım bay Fronsac'ı büyük bir dikkatle dinledik. | Open Subtitles | أيها السادة أظن علينا أن نستمع للسيد "فرانزواك " بإهتمام شديد |
Stonebridge'deki itaat etmeyen bu adama kralın çadırında neden özel ilgi gösteriliyor? | Open Subtitles | ولماذا هذا الشخص الذي من (ستون بريدج )0 يحظى بإهتمام ساحر الملك |
Korkarım Spartacus planlarımızla fazla yakından ilgileniyor. | Open Subtitles | أخشى أن سبارتاكوس يأخذ خططنا بإهتمام شديد |
İş hayatını ilgiyle takip ediyordum. | Open Subtitles | لقد تابعت تقدمكَ المهني بإهتمام |
Son telgrafını büyük bir ilgiyle okudum. | Open Subtitles | قرأت برقيتك الأخيرة بإهتمام كبير |
Kariyerini büyük bir ilgiyle izleyeceğiz. | Open Subtitles | سنُراقب عملك بإهتمام كبير. |
Seni ilgiyle izledim. | Open Subtitles | كُنت أُشاهدكِ بإهتمام. |
Bu durumda eminim kız kardeşim daha çok ilgi çekecektir. | Open Subtitles | بغض النظر عن ذلك أنا متأكد أن مذكرات أختي ستحظى بإهتمام أكثر. |
"Büyük suçlu Moriarty suç mahalline 'Sherlock'u Getirin,' yazdı." "Olay, dünya çapında büyük ilgi çekti." | Open Subtitles | الخبير الجنائي "مورياتي" يسخر من "هولمز" بكتابته "احضروا شارلوك" في مسرح الجريمة الجريمة تحظى بإهتمام دولي أيضاً |
Beyler, sanırım bay Fronsac'ı büyük bir dikkatle dinledik. | Open Subtitles | أيها السادة أظن علينا أن نستمع للسيد "فرانزواك " بإهتمام شديد |
Tamam. dikkatle bakın. | Open Subtitles | حسنا إنتبهوا إلى بإهتمام |
Beni dikkatle dinle. | Open Subtitles | ..يجب أن تسمعيني بإهتمام |
Stonebridge'deki itaat etmeyen bu adama kralın çadırında neden özel ilgi gösteriliyor? Çünkü bu adama özel ilgisi olan kralın kendisi. | Open Subtitles | ولماذا هذا الشخص الذي من (ستون بريدج )0 يحظى بإهتمام ساحر الملك |
Bakın... Şef konuyla yakından ilgileniyor. | Open Subtitles | أنظر الرئيسة تتابع القضية بإهتمام |