Leo için her şeyi ihmal edemezsin biliyorsun. | Open Subtitles | لا يمكنكِ أن تستمري بإهمال كل شيء من أجل ليو ، كما تعلمين |
Fakat keman tas kebabının önüne geçerse, mutfağı ihmal etmeye başlarsın. | Open Subtitles | ولكن عندما تصبح هذه التفاهات ...أهم من الطعام فهم يبدؤون بإهمال شؤون المطبخ... |
Tamamiyle ihmal ediliyorum. | Open Subtitles | أنا أعامل بإهمال كبير |
"Ayrıca direksiyonu tek elle tutarak nasıl dikkatsiz olunur?" da var. | Open Subtitles | و أيضاً لاحظ كيف أن لدي يد واحدة بإهمال على عجلة القيادة ذلك ليس تقليد رائع لي |
Bu kadar dikkatsiz bir suç işleyip, senin olmayacağına inanmamızı sağlardın. | Open Subtitles | ارتكاب جريمة بإهمال شديد التي نفترض أنك لم ترتكبها |
Çocukların internette dikkatsiz davranıp Twitter'a, Instagram'a girerler. | Open Subtitles | يتصرف ولداك بإهمال على الإنترنت . "تويتر"، "إنستغرام". |
Aile işini ihmal etmeye başladı. | Open Subtitles | و بدأ بإهمال أعمال العائلة |
Ama bir şeyi ihmal ediyorsun. | Open Subtitles | لكن بإهمال واحد صارخ |
Bauer son dört yıldır gözlerden uzak kaldı. Bunu dikkatsiz olarak başarmadı. | Open Subtitles | بقي (باور) مختفياً عن الأنظار خلال السنوات الأربعة الماضية، لم يفعل ذلك بتصرفه بإهمال. |
dikkatsiz araç kullanma. | Open Subtitles | القيادة بإهمال |