| Ancak yumuşak ve cana yakınsın. Hâlbuki Dünyalıları soğuk bilirdik. | Open Subtitles | لكنك ناعمه و دافئه لقد أخبرونا أن مخلوقات الأرض بارده |
| Soğutma sakın, çünkü soğuk domuz ayağı bok gibi oluyor. | Open Subtitles | و لا تدعي الأكل يبرد كرات اللحمة بارده مقززه كالهراء |
| Soğutma sakın, çünkü soğuk domuz ayağı bok gibi oluyor. | Open Subtitles | و لا تدعي الأكل يبرد كرات اللحمة بارده مقززه كالهراء |
| - soğuk, sert ve güçlü olmalıyım. - İyi plan. | Open Subtitles | يجب ان اكون بارده قاسيه للسماح له بالمرور خطه جيده |
| İşte soğuk olmayan, dağdan gelen ve Amerika'dan olmayan suyun. | Open Subtitles | تفضلى زجاجة المياه ليست بارده جداً, مقطرة و ليست أميريكية |
| Nerede bir savaş olsa orası ya çok sıcaktır ya da çok soğuk. | Open Subtitles | إنها إما حاره جدا أو بارده جدا طالما كانت الحرب قائمه |
| İstanbul'daki soğuk savaş uzun süre soğuk kalmayacak. | Open Subtitles | الحرب البارده فى أسطنبول لن تظل بارده لأكثر من هذا |
| Yeterince soğuk olmadığında böyle olur. | Open Subtitles | هذا ما يحدث عندما لا تكون بارده بشكل كافي |
| Bu bir avantaj olabilir. soğuk kahvenin tadını alamazsın. | Open Subtitles | يقولون ان هذه ميزة فانت تعرف مذاق القهوه ان كانت بارده |
| soğuk kızlar. | Open Subtitles | كسوس صفراء لدينا كسوس حاره و كسوس بارده لدينا كسوس رطبه.. |
| Bir gün yengem, buz gibi soğuk suyun içine girmemi istedi. Bu yüzden zatürre oldum. | Open Subtitles | انا اجبرت على اخذ حمامت بارده فى الشتاء وأصبت بذات الرئه |
| Baş subayım ve ben yiyecek ve su arıyorduk, onlar ise nöbetteki adamlarımın üstesinden gelip onları soğuk kanlılıkla öldürmüşler. | Open Subtitles | عندما كانوا أكثر قوه من الرجل الذى يراقبهم قتلوه بدماء بارده |
| Biraz soğuk tabiî. Aşağıda çok fazla kan döngüsü yok. | Open Subtitles | .انها بارده قليلاً، بالطبع لا يوجد الكثير من جريان الدم هناك |
| Getir şu patatesli ördeği. soğuk mu, Füzyoncu? Hey! | Open Subtitles | إحضر لنا البطه بالبطاطس هل المياه بارده عندك يا فوسير؟ |
| Tanrım, su o kadar soğuk ki bilemezsin. | Open Subtitles | ياألهى,ليس لديك فكره كم هذه المياه بارده |
| Tanrım, su o kadar soğuk ki bilemezsin. | Open Subtitles | ياألهى,ليس لديك فكره كم هذه المياه بارده |
| Bu gece senin için soğuk oğlum. | Open Subtitles | أنها مثل ليله بارده لك في المكسيك ، ولد. |
| İçine gireceğiniz tek şey soğuk bir bardak. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي ستشعر أنك بداخله علبة بلاستيكية بارده |
| buz gibi bir biraya ne dersin baba? - Evet iyi olur. | Open Subtitles | إذا أبي ,هل أستطيع أن أثير إهتمامك بيرة بالنتاين بارده بالثلج ؟ |
| Bana bir defa daha vuracak olursan, erkek arkadaşına senin frijit olduğunu söylerim. | Open Subtitles | إضربيني ثانية و أنا سأُخبر صديقك أنكِ بارده. |
| Kahve gerçekten soğuktu, degil mi? | Open Subtitles | كنتي محظوظه كانت قهوه بارده صح ؟ |
| Kemikler anatomik olarak soğuklar, paslanmaz demir masadalar. | Open Subtitles | العظام موضوعة بشكل أفقي على طاولة بارده من الفولاذ غير قابل للصدأ |
| Üşümüşsün. Her zaman dünyada en son kendimin kalacağını düşünmüşümdür. | Open Subtitles | انتي بارده كنت اعتقد اني سأترك وحيده في العالم |