Bunun savaştan kaçınmak adına son şansı olabileceğinden endişe duyan Khrushchev, Moskova Radyosu ile acilen Kennedy'nin şartlarını kabul ettiği mesajını gönderdi. | Open Subtitles | متخوفًا من أن تكون هذه اخر فرصة لتجنب الحرب، سارع خروشوف بارسال رسالة إلى راديو موسكو يبدي فيها موافقته على شروط كينيدي |
Bu demoyu bütün yerel istasyonlara göndereceğim. | Open Subtitles | الوظيفة سأقوم بارسال اشرطة تجربة الاداء الى جميع المحطات المحلية |
Çatlak çömleklerini de Londra'ya gönderiyor mu? | Open Subtitles | هل تقوم بارسال الأواني في غرفتها المتصدعة الى لندن أيضاً ؟ |
Ben de onlara, DVD filmleri için yaptığım çeşitli açıklama bölümlerini içeren saatler dolusu ses kayıtlarımı gönderdim. | TED | لذا قمت بارسال العديد من الساعات لتسجيلات صوتي تتضمن العديد من ملفات التعليق التي قمت بها على افلام الديفي دي |
Ajans başvurumu göndermiş. | Open Subtitles | الوكاله قامت بارسال السيره الذاتيه خاصتى |
Yani elimizde birbirleriyle saniyede yaklaşık 10 katrilyon atım göndererek haberleşen 100 milyon kadar hücreden oluşan devasa bir ağ var. | TED | و لدينا هذه الشبكة الهائلة من الخلايا التي تتفاعل مع بعضها البعض ، حوالي 100 مليون منهم ، تقوم بارسال نحو 10 كوادريليون من هذه النبضات كل ثانية. |
Maaş almaya başlayınca, aileme para göndermeye başladım. | TED | الان عندما احصل على الراتب ابدا بارسال المال الى منزلي |
Khasinau için o sayfayı okumak o kadar önemli ki SD-6'ya bir ekip gönderip onu çalmaya çalıştı. | Open Subtitles | قراءة هذه الورقه مهمه الى كازانو لذلك هو خاطر بارسال فريق الى الـ إس دي |
Saat yaklaşık 16:00'da Leydi Stubbs Bayan Brewis'i bir tepsi yiyecek ve içecekle Marlene Tucker'a gönderdi. | Open Subtitles | فى الرابعة, قامت الليدى ستابس بارسال الأنسة بريويس لتعطى الأنسة مارلين تاكر بعض الطعام |
Doktor ölümüne gittiğini biliyordu, o da mesajlar gönderdi. | Open Subtitles | لقد علم الدكتور بأنه ذاهب الى موته لذلك قام بارسال الرسائل |
- Test için kan ve deri kazıntısı göndereceğim. | Open Subtitles | سأقوم بارسال عينات الدم وكشطات الجلد هذه للتحليل |
Düşmeye devam ederse,bana haber ver. Kontrol etmesi için birini göndereceğim. | Open Subtitles | أعلمني أذا أستمر الامر سأقوم بارسال شخص ما يتحقق من ما يجري |
Patron. Ruj sürüyor, sinyal gönderiyor olabilir. | Open Subtitles | ايها الرئيس, تضع احمر الشفاه, خرجت عن المألوف, ربما تقوم بارسال اشارة |
Birimim, tüm bilgileri buraya gönderiyor. | Open Subtitles | مكتبى سيقوم بارسال جميع البيانات الى هنا |
Soruşturmak için neredeyse bütün şehri boşaltıp hepsine insanlar gönderdim, ama netice veren olmadı. | Open Subtitles | نظّفت كامل المدينة تقريباً بارسال الناس للتحقق منهم جميعاً، لكن لم يظهر شيء |
- Bunları o mu göndermiş? - Evet. | Open Subtitles | هل قام بارسال هذه؟ |
CIA'yi SD-6'ya göndererek mi? Delirdin mi sen? ! | Open Subtitles | بارسال المخابرات المركزية الى ال*اس دى-6*؟ |
Annemin kafesini yerle bir etmenden evvel, ona fotoğrafını göndermeye söz vermiştim. | Open Subtitles | وعدت والدتي بارسال صورة لها بعد ان تنتهي من تدمير المقهى الخاص بها |
Ama bunların hiçbirinde sevgilini arkadaşının evine gönderip sertleşme sorunu var diye ağlatmak yoktu. | Open Subtitles | ولكن ليس بارسال صديقته الى منزل صديقه لتغني اغنية حزينة عن العطل في إنتصاب ذكرك |
Bicoastal Parcel'da. | Open Subtitles | مهلاً. (بايكوستال بارسال). |
Theo Koutranis'in telefonunun sinyal yolladığı son yere ajanlar yolladık. | Open Subtitles | لقد قمنا بارسال عملاء لأخر موقع حدد هاتف ثيو كترنس. |
Ben ildeyim. Eyalet de bir iki ay içinde birini yollayacak. | Open Subtitles | الشركة ستقوم بارسال احدهم ، خلال شهر او شهرين |
- Belki kendi de gönderiyordur. | Open Subtitles | نعم وربما يقوم هو بارسال بعض من ما لديه |
- Uçağımı yollamalıydım. | Open Subtitles | - ارغب بارسال طائرتي |
Öyleyse Seçilmişin kaderini belirlemek için bir gemi gönderilmesini istiyoruz. | Open Subtitles | إذا ً نطالب بارسال مركبة لتحديد مصير المختار |