Maddesel şeyler hakkında konuşmak konusunda gerçekten iyiyiz, ama duygular hakkında konuşmada gerçekten kötüyüz. | TED | نحن بارعون حقاً في الحديث عن الأمور المادية، ولكننا فاشلون للغاية في الحديث عن المشاعر. |
Yetenekler ve güvenlik ve sağlık konusunda konuşmada gerçekten iyiyiz, karakter hakkında konuşmada gerçekten kötüyüz. | TED | نحن بارعون في الحديث عن المهارات والسلامة والصحة، ولكننا فاشلون في الحديث عن سمات الشخصية. |
Durun, çocuklar. Kıymık ile Tırmık'tan vazgeçemezsiniz. Bu şeylerde hep iyisiniz. | Open Subtitles | انتظروا ، لا تستلموا من ذلك أنتم بارعون بمثل هذه الامور |
Çünkü senin gibiler bir şeyde çok iyidir. | Open Subtitles | لأن الأشخاص أمثالك بارعون في شيء واحد. |
Yani, evet çok iyi saksofon çalıyorlar ama biz bir aileyiz. | Open Subtitles | أعنى ربما هم بارعون فعلا فى ممارسة الحب لكننا عائلة واحدة |
Yani tahıl didiklemede çok çok iyiler ve başka şeylerde hiç iyi değiller. | TED | لذا فهم بارعون للغاية فى النقر بحثا عن الحَب، ولا يمهرون في فعل أي شىء آخر. |
Gayet iyiydik. Kesinlikle. | Open Subtitles | -ارم السنارة للسمكة ، نحن بارعون |
Üstatların sanat aşkıyla donatılmış etrafı, uzanmış yatıyor. | Open Subtitles | ترقد فى مكان مُزخرف أقامه* *بارعون فى الفن الجميل |
İşe yarıyor çünkü bizler okuyucu olarak boşlukları doldurmada çok iyiyiz. | TED | إنها تؤثر لأننا كقراء بارعون جدًّا في تعبئة الفراغات. |
Ancak yaşam süremizi uzatmakta çok iyiyiz. | TED | ولكننا بارعون في إطالة متوسط عمرنا المتوقع. |
Askerleri savaş için eğitmekte iyiyiz. | TED | كما أننا بارعون في تدريب محاربينا على القتال. |
Kredi kartı sahtekarlığında ve... uzay gemisi arayan yaşlıları dolandırmakta çok iyisiniz. | Open Subtitles | أيها الحمقى, أنتم بارعون بالاحتيال ببطاقت الاعتماد... ونشل العجائز من أجل سفن الفضاء |
Çok iyisiniz, piç herif. | Open Subtitles | انظروا كم أنتم بارعون أيها الأوغاد. |
Siz detektifler cidden iyisiniz. | Open Subtitles | أنت بارعون فعلاً أيها المحققون. |
Bağımlılar yalan söylemekte iyidir. | Open Subtitles | المدمنين بارعون في الكذب |
Fark etmişsinizdir, bizimkiler bu konuda çok iyidir. | Open Subtitles | أن والدي بارعون بهذا |
Quebecliler karatede iyidir. | Open Subtitles | ولكن جميع رجال (كيوبيك) بارعون في الكاراتيه. |
Güçlü bir grubumuz var Efendim. çok iyi görünüyorlar. | Open Subtitles | لدينا مجموعة قوية يا سيدى يبدون بارعون حقاً |
Güçlü bir grubumuz var Efendim. çok iyi görünüyorlar. | Open Subtitles | لدينا مجموعة قوية يا سيدى يبدون بارعون حقاً |
Onlar en iyisi. Bunu çok iyi yapıyorlar. | Open Subtitles | ،إنهم الأفضل في هذا وهم بارعون جدا في هذا الشأن |
Ama aynı anda çok sayıda kaynaktan yüksek miktarda bilgi almakta çok iyiler. | TED | ولكنهم بارعون للغاية في استيعاب كم كبير من المعلومات من العديد من المصادر المختلفة في آن واحد. |
Buna nasıl hayır diyebilirisin? Onları duydun. çok iyiler. | Open Subtitles | سمعت غناءهم أنهم بارعون وجاهزون للمسابقة |
Birlikte iyiydik. | Open Subtitles | كنا بارعون سوياً |
"Üstatların sanat aşkıyla donatılmış etrafı, uzanmış yatıyor." | Open Subtitles | ترقد فى مكان مُزخرف أقامه* *بارعون فى الفن الجميل |