Bizim gibi düşünen insanlarla vakit geçiriyoruz ve başkaları hakkında hor gören şekillerde konuşuyoruz. | TED | نرافق فقط الأشخاص الذين يفكرون مثلنا ونتحدث عن الآخرين بازدراء. |
Son zamanlarda çok agresifleştin, sertleştin beni çok hor görüyorsun. | Open Subtitles | في الآونة الأخيرة كنت قد تم العدوانية، العنيفة، مليئة بازدراء تجاهي. |
Normalde, onun bu engelli hali yüzünden onunla temas kurmazlar ve hor görerek davranırlardı. | Open Subtitles | عادة، و بسبب إعاقته لا يحتكون به أو يعاملونه بازدراء |
Cesur otoriteleri hor gören ve kadınların karşı koyamadığı biri. | Open Subtitles | جريئة... ... بازدراء السلطة... ... ومقاومتها للمرأة. |
Dr. Cooper, sizi mahkemeye itaatsizlikten içeri atmadan önce, size son düşüncenizden ötürü özür dileme şansını veriyorum. | Open Subtitles | د.كووبر, قبل أن أتهمك بازدراء المحكمة و أزجك في السجن سأمنحك فرصة كي تعتذر عن ما قلته آخرا |
Post'ta çalışan ve Will'in kendisini hor görüp yok saydığını düşündüğü için ona kızan ve bu konu hakkında tweet atan bir kadın var. | Open Subtitles | هناك سيدة تعمل لدى صحيفة بوست غاضبة من (ويل) لمعاملتها بازدراء وقد غرّدت بذلك ولهذا قام شخص من هنا |
İnsanları hor görüyor olabilirim. | Open Subtitles | أُعاملُ الناسَ بازدراء. |
Şimdi itiraz etmeyi kes yoksa mahkemeye itaatsizlikten seni öldürürüm. | Open Subtitles | والآن توقّف عن الاعتراض، وإلا سأتهمك بازدراء المحكمة... وهذا يعني قتلك. |