Vaktin büyük bir kısmını muhtemelen ağlayarak geçirirsiniz. | TED | من المحتمل أن تقضي جزءا مقدرا من وقتك باكيا. |
Kolunda bir küçük çizik var ve ağlayarak sen bana geliyorsun, tıpkı yüzüğümü öpen bir fahişe gibi. | Open Subtitles | جرح صغير في يدك جعلت تاتي الي باكيا كعاهرة قبل خاتمي |
Pantalonunun temiz oldugunu hatırlıyorum... ama sonra sen bebekler gibi ağlayarak dışarı koştun, ve koşarken pantalonun temiz değildi. | Open Subtitles | أتذكر بأن سراويلك كانت نظيفة لكن بعدها، كنت تجري باكيا ولم تكن سراويلك نظيفة |
Ama herkes "Bad, Bad Leroy Brown"ı çalışını dinlemekten bıktığında ağlayarak gelme bana. | Open Subtitles | لكن لا تأتي باكيا عندما يسأم الكل من عزفك لأغنية "باد باد ليروي براون" |
Seni adil bir oyunda yendim. Sen beni yenseydin, ben sana gelip böyle gelip ağlamazdım. | Open Subtitles | هزمتك بإنصاف وانت هزمتني لم اتي اليك باكيا |
Seni adil bir oyunda yendim. Sen beni yenseydin, ben sana gelip böyle gelip ağlamazdım. | Open Subtitles | هزمتك بإنصاف وانت هزمتني لم اتي اليك باكيا |
geçen gün bana ağlayarak geldi, intikamını almamı istedi. | Open Subtitles | بذلك اليوم... أتاني باكيا يطلب مني إن كنت سأنتقم له |
Bir gece ağlayarak yanıma geldi. | Open Subtitles | و في احد اليالي جائني باكيا |
Sonra onun ile ilgili ağlayarak bana geldi! | Open Subtitles | ومن ثم أتى باكيا إلي |
Zavallı çocuk eve ağlayarak geldi. | Open Subtitles | -وأتى المسكين للبيت باكيا |