# Ona ne istediğini söyle # DEATH VALLEY'E HOŞGELDİNİZ Baker 20 KM | Open Subtitles | اهلاً بكم في وادي الموت باكير على بعد 13 ميل |
Baker'da, 10 milyon dolar gizli kalmazdı. | Open Subtitles | لكن في باكير, 10 ملايين لن تمضي دون ملاحظتها |
Jon Baker'ın cesedini muhafaza etmeye çalıştı, böylece sağlam bulunabilecekti. | Open Subtitles | -أراد أن يحفظ جثة (جون باكير ) -حتى تكتشف سليمة |
Bekir Hasan, teslim emri geldikten sonra kabul etmedi ve öldürüldü. | Open Subtitles | باكير حسن) قتل) هذا بعد رفضه للإستجابة لأمر قانوني بالأستسلام |
Kovalski Ahlak Masası'ndayken Becker için çalışmış. | Open Subtitles | عندما كان كوالسكي يعمل على باكير في المشرحة |
Buna Jon Baker'ın kazara vurulmasını ekleyince de tamamen koptu. | Open Subtitles | أضف لذلك إطلاق النار العرّضي على (جون باكير) ثم إنفجر |
Ama sayan kim, değil mi? O zaman Baker'ın nasıl olduğunu hatırlıyorsun. Önceden yani. | Open Subtitles | انت تتذكر كيف كانت باكير, سابقاً ؟ |
Hemşire Baker, bir sonraki hastamız hazır mı? | Open Subtitles | أيتها المُمرضة " باكير " ، هل تم تهيئة المريض القادم ؟ |
Bay Baker. Bu seti tamamlıyor. | Open Subtitles | سيد باكير حسنًا هذا يكمل المشاهد |
Baker'ın 65 km dışında bulduğumuz gövde. | Open Subtitles | - الجذع (كان 40 ميل خارج منطقة (باكير هل تتذكر؟ لا أعتقد أنها قضية |
Jon Baker'ın cesedi açıkta bırakılmış, ama kadınlar çöp yığınının altında bulunmuş. Niye? Pişmanlık belirtisi olabilir. | Open Subtitles | وُجدت جثة (جون باكير) مكشوفة أما جثتا المرأتين فوجدتا مدفونتين في حاوية قمامة، لماذا؟ |
Jon Baker Fairbanks'ta bir ev aldı ve eşinden ayrılmıştı. Kadın boşanma belgelerini yeni imzaladı. | Open Subtitles | (جون باكير) ابتاع مؤخراً ملكية في (فايربانكس) وانفصل مؤخراً هو وزوجته وقد ملأت زوجته أوراق الطلاق |
HİÇLİĞİN ORTASI Baker'IN 495 KM KUZEYİ | Open Subtitles | -في منتصف العدم,500 كم عن باكير |
Tüm Baker'ı buradan görebiliyorum. | Open Subtitles | -يمكنني رؤية باكير كلها من هنا |
Tanrı, asla Baker'da olmadı, Reverend. | Open Subtitles | الرب لم يكن ابداً في باكير |
Hemşire Baker, ışık lütfen. | Open Subtitles | " الضوء من فضلك أيتها المُمرضة " باكير |
Sen o değilsin, Baker Sokağı'na gelen kadın sen değilsin. | Open Subtitles | أنتِ لستِ هي، أنتِ لستِ المرأة (التي جاءت إلى شارع (باكير |
Bu çok saçma! Bekir intihar komandosu falan değildi, biliyorsunuz. | Open Subtitles | هذا هراء بالكامل باكير) لم يكن متفجر إنتحاري أبدا) |
Polis tarafından Londra tren istasyonunda vurulan genç adam Bekir Hasan'ın avukatları, bugün polis departmanının ödeme teklifini kabul ettiğini söyledi. | Open Subtitles | الممثلون لـ (عائلة (باكير حسن الشاب الذي أطلق عليه النار حتى الموت عن طريق الشرطة على رصيف محطة قطار لندن |
Şüpheli Bekir Hasan dışında. - Lütfen kodlar mısınız? | Open Subtitles | (باكير حسن) هل يمكنك نطقه حرفيا؟ |
Becker, adam hala ortalarda yok. Beklemedeyiz. | Open Subtitles | "باكير" لم يظهر حتى الآن نحن لا نزال في حالة تربّص. |
Bulduğumuz tek şey, endüstriyel vakumlu paketleme makinası. | Open Subtitles | والشيء الوحيد الذي وجدناه كان مصنع "فاكيوم باكير" |