edebiyata düşkün erkekleri severim. | Open Subtitles | انا احب الرجل الذي له علاقة بالأدب |
Aslına bakarsanız, edebiyata ve felsefeyle çok ilgili olan oldukça olağan dışı bir başvuru var. | Open Subtitles | في الحقيقة, هناك طالب غير اعتيادي... يظهر اهتماماً كبيراً بالأدب و الفلسفة |
Kökleri İngiliz'dir ama babaları Alman'dı ve bundan dolayı sanatla ve edebiyatla ilgilidirler. | Open Subtitles | إنهمبريطانيونفي الأساس.. لكنوالدهمكانألماني.. لهذا السبب يهتمون بالأدب والفن. |
Evet, edebiyatla çok ilgiliyimdir. | Open Subtitles | نعم.أنا مهتم جدا بالأدب.. |
İkimizin de Viktorya edebiyat'ına ortak ilgimiz var. | Open Subtitles | حسنا نحن نتشارك الاهتمام بالأدب الفكتوري |
Ben edebiyatı kendisi için sevmek istiyorum, bir araç gibi görmek değil. | TED | أريد أن أحب واحتفل بالأدب الروائي لما هو عليه, وليس كوسيلة لتحقيق غاية. |
İngiliz edebiyatında mezun olacağım diye 100 bin dolar harcamak. | Open Subtitles | أن ترمي 100ألف دولار للحصول على شهادة بالأدب الإنجليزي |
Linda, edebiyata sığındı. | Open Subtitles | وجدت (ليندا) ملاذها بالأدب |
Siz ikiniz edebiyat hayranı gibi duruyorsunuz. | Open Subtitles | الان، انتُن الأثنتين تبدوان مُعجباتٌ بالأدب |
Bu durumda sizin edebiyat sınıfınıza yük olmakta da bir sorun görmüyorum. | Open Subtitles | فى هذه الحالة لا تمانعى إذا تطفلت على ضيفتك بالأدب |
İngiliz edebiyatı ve Tiyatro alanında yüksek lisans yaptım. | Open Subtitles | لديّ خبرة كبيرة بالأدب الإنجليزي والمسرحيّات |
Üniversitede İngiliz edebiyatı öğrencisi, sıcakkanlı, düzgün. | Open Subtitles | طالبة جامعية,محبوبة متفوقة,متخصصة بالأدب الانكليزي |
Fransız edebiyatında uzmanlaşacağım. | Open Subtitles | أنا متخصصة بالأدب الفرنسي |