Tamam, size el yıkama tekniğimi ve aletleri tutuş şeklimi anlatabilirim. | Open Subtitles | حسنا، بإمكاني أن أشرح لك طريقتي في التعقيم وطريقة إمساكي بالأدوات. |
Döner merdiven sistemi. Sadece el aletleri kullanan adamlar bu kadar şeyi nasıl yapmış? | Open Subtitles | كيف تمكن مجموعة من الرجال بالأدوات اليدوية بناء كل هذا ؟ |
Birazdan aletleri getirirler. Geri döndükleri zaman hazır olmamız gerekiyor. | Open Subtitles | سيعودون بالأدوات قريباً يجب أن نكون متأهّبين حال عودتهم |
İnsanlara bu değişimi görüp harekete geçmeleri için bir araç vermek istedik. | TED | أردنا تزويد الناس بالأدوات اللازمة لرؤية هذا التغيير والتفاعل معه. |
Kamu yararını geri getirmek için bir çok araç var. | Open Subtitles | لكن الأهمية ليست بالأدوات أعني هناك مقاضاة هناك تشريعات |
Siyasal sistemimiz dönüştürülebilir ama devirerek, ya da tahrip ederek değil onun yerine İnternet'in şimdi bize sağladığı yeni araçlarla bağlantılar kurularak yapılabilir | TED | يمكن تغيير نظامنا السياسي ليس بتدميره وتخريبه بل بتجهيزه بالأدوات التي يؤمنها الإنترنت اليوم |
Beş yaşındaki çocuk gibi kanıt paketleyeceksen uygun aletleri kullan. | Open Subtitles | إذا كنتَ ستغلف الدليل كطفل بعمر الخامسة عليكَ أن تحظى بالأدوات المناسبة |
Bölgeye girsem bile en iyi aletleri kullanıp en iyi yaklaşımı uygulasam bile ona zarar vermemi nasıl engelleyeceğim? | Open Subtitles | وحالما أصل لذلك الحيّز حتى لو فعلت هذا بالأدوات المثالية والطريقة المثالية كيف أمنع نفسي من إفساد الأمر؟ |
Ve işimizi düzgünce yapmamız için araç sağlamıyorsunuz. | Open Subtitles | ولا تزودوننا بالأدوات اللازمة لإنجاز عملنا بشكلٍ صحيح. |
Öğrencilerimizi daha adil bir dünya için ihtiyaçları doğrultusunda gerekli araç ve becerilerle donatmak bizim sorumluluğumuz. Bazen de sınırlarını aşıp önem verdikleri bu becerileri uygulamalarına izin vermeliyiz. | TED | من مسؤوليتنا تزويد طلابنا بالأدوات والمهارات التي يحتاجون إليها للإصرار على عالم أكثر عدلا - ثم في بعض الأحيان، للخروج من طريقهم، ودعهم يطبقون المهارات على اهتمامتهم |
Gereken araç elimde olursa yapabilirim. | Open Subtitles | بالأدوات المناسبة أستطيع |
Deetmore. 5 yaşındaki çocuklar gibi kanıtları toparlayacaksan buna uygun araç gereçleri bulundurmalısın. | Open Subtitles | (مرحباً، (ديتمور إذا كنتَ ستغلف الدليل كطفل بعمر الخامسة عليكَ أن تحظى بالأدوات المناسبة |
Çevremizdeki araçlarla kendimiz için fiziksel dünyayı araştırmaktan korkmamalıyız, çünkü hepsine erişimimiz var. | TED | يجب أن لا نخاف من أن نبحث في العالم المادي لأجل أنفسنا بالأدوات التي حولنا، لأنها متاحة لنا جميعاً. |
Doğru araçlarla bu viral bağışıklık sistemi, mükemmel gen düzenleme aracı olup neredeyse imla hatası düzeltmek kadar kolayca DNA'yı ve belirli genleri değiştirebilir. | TED | بالأدوات المناسبة، يصبح هذا الجهاز المناعيّ الفيروسيّ أداةً دقيقةً للتعديل على المورّثات، والتي تستطيع التعديل على الحمض النووي وإجراء تغييرات على مورثات معيّنة ويتمّ ذلك بسهولة تصحيح الخطأ الإملائيّ. |