Nisan'da Kabil çok güzeldir, güllerle dolu, çiçeklerle dolu. | TED | أبريل شهر جميل في كابول مليئا بالورود ومليئا بالأزهار. |
Tören arabasının üstünde, etrafın çiçeklerle çevrilmiş, kalabalık seni alkışlıyor. | Open Subtitles | بالأعلى على العربة، محاطة بالأزهار والحشود تهتف |
Burası çiçek ve ışıkla dolu olduğu zaman verilen partileri hatırlıyorum. | Open Subtitles | انى أتذكر الحفلات بهذه الغرفة عندما كانت مليئة بالأزهار و الأنوار |
Çocuklarınızın geçit töreninde çiçek salladığı günler hiç yaşanmasın diye hanımefendi. | Open Subtitles | حتى لا يأتي اليوم الذي ينتهي فيه العالم , سيدتي عندما يلوح اطفالك بالأزهار عند منصة الأستعراض |
Belki 4000 dolarlık Çiçekleri iptal etmeliyim. | Open Subtitles | ربما يمكننا التخلي عن الـ4000 دولار الخاصة بالأزهار |
Çiçekleri severim. Ya da bunlar neyse. | Open Subtitles | ...حسناً، أنا معجبة بالأزهار أو مهما كانت |
Tüm odanın çiçekle donatılmasına ne dersin? | Open Subtitles | ماذا عن الغرفة مليئة بالأزهار |
Sonra çiçekler açacak, her yer yemyeşil olacak ve etrafta beyaz tavşanlar gezinecek. | Open Subtitles | وبعد ذلك الطبيعة تمتلئ بالأزهار وكل شيء يصبح أخضر والأرانب البيضاء الصغيره تطير في كل مكان |
Eve gittiğinde, ev çiçeklerle dolup taşıyor olacak. | Open Subtitles | عندما تعودين إلى البيت سيكون المنزل مليئًا بالأزهار |
Eve gittiğinde, ev çiçeklerle dolup taşıyor olacak. | Open Subtitles | عندما تعودين إلى البيت سيكون المنزل مليئًا بالأزهار |
Evet, çiçeklerle dolu bir masanın yanında duran satranç parçaları var. | Open Subtitles | نعم , قطعة شطرنج جالساً بالقرب من طاولة مليئة بالأزهار |
O da çiçeklerle başlamıştı. | Open Subtitles | هل تعلم أنه بدأ بالعمل بالأزهار أيضاً ؟ |
Tören arabasının üstünde, etrafın çiçeklerle çevrilmiş, kalabalık seni alkışlıyor. | Open Subtitles | محاطة بالأزهار الحشود تشجع بطولة؟ |
Ama eğer benimle yeniden çıkmak istiyorsan köpek satın alıp çiçek getirmekten çok fazlasını yapmak zorundasın. | Open Subtitles | لكن إن كنت تريد أن تطلب منى الخروج معك مجدداً سيتوجب عليك فعل أكثر، من أن تبتاع كلباً وتأتنى بالأزهار. |
Böyle bir durumda çiçek götürsen daha iyi olabilirdi. | Open Subtitles | لا بأس بالأزهار أحياناً, ألا تظن؟ |
"çiçek kaplı kalıntılar, Taş yığınlarında fışkıran ışık ... " | Open Subtitles | الأنقاض مكسوّةٌ بالأزهار" "و النّور يسطع على ركام الأحجار |
Evet, Bay Van Orton, her şey hazır görevli, odanıza şarap ve Çiçekleri yerleştirdi. | Open Subtitles | (أجل، سيد (فان أورتن كل شيء كما طلبتَ اهتمّ البواب بالأزهار والمشروب في الغرفة |
Sanırım yaz Çiçekleri.. | Open Subtitles | أؤمـــن بالأزهار الصيفية. |
Sorunları çiçekle çözmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أحاول حل المشاكل بالأزهار. |
çiçekler, müzik, ...güzel elbiseler, ...maske, şampanya, ...hatta bardak bulundur. | Open Subtitles | أحتفظي بالأزهار والموسيقى والفساتين الجميلة واللون والشامبانيا |
Merak etme, hippi arkadaşlarına çiçekler ve gökkuşağıyla savaştı derim. | Open Subtitles | لا تقلق، سأخبر كل أصدقائك الهيبيين أنك قاتلتهم بالأزهار و أقواس قزح |