Bu vahşi alan, fantastik yaratıkların evi ve renkli, hayat dolu bir yerdi. | TED | لقد كان ذلك المكان البرّي المليء بالألوان والحياة، موطن لتلك الكائنات الغريبة الخياليّة. |
Ve eğer gerçek bir Amerikalı olarak yaşamışsan... hepsini renkli olarak izleyebilirsin. | Open Subtitles | وإذا كانت حياتك مثل أى مواطن أمريكى صالح سترى هذا الشريط بالألوان |
Gelecek birkaç ay için yaptığım renkli kodlama sistemime bayılırdın. | Open Subtitles | نظامي للترميز بالألوان كي أتجاوز الأشهر القليلة المقبلة سوف يُدهشكِ. |
Dosyaların renk kodları ile ayrıIdığını ve organize edildiğini söyleyebilirim. | Open Subtitles | الآن، تم إخباري أن الملفات قد نظمت و رمزت بالألوان |
Goblenler taşınabiliyordu, halı gibi sarabilirdiniz, onları bir yerlere gönderebilir veya duvara asarak soğuk ve karanlık bir mekânı zengin renklerle dolu bir yere çevirebilirdiniz. | TED | وذلك بسبب سهولة نقلهم، حيث يمكن لفّهم ودحرجتهم، وأثناء القيام بتعليقهم يمكن تحويل غرفة كئيبة إلى مكان مليئ بالألوان |
Rengarenk gülüşler , Rengarenk mutluluklar, dostluk renklerin tümüdür. | Open Subtitles | ضحكات مليئة بالألوان.. سعادة ملونة.. وعلاقات مليئة بالألوان |
Favori renklerim olmaya başladı ve renkli rüyalar görmeye başladım. | TED | أصبح لديّ ألواني المفضلة، وبدأت في الحلم بالألوان. |
Son olarak, dünya teknolojisini daha ulaşılabilir, daha kucaklayıcı ve daha çeşitli yaptıkça dünya da o kadar renkli ve iyi gözükecektir. | TED | أخيراً، كلما جعلنا عالم التكنلوجيا أكثر قرباً، و أكثر شمولية، وتنوعاً، كلما بدا العالم أفضل وأغنى بالألوان. |
Artık gökyüzünün renkli bir görüntüsüne sahibiz, technicolor bir görüntü. | TED | يمكن أن نرى رؤية ملونة للسماء، بالألوان الطبيعية. |
Sadece, devlerin ve cadıların ve büyücülerin ve canavarların ve çok daha renkli şeylerin ve hayattan büyük şeylerin hikâyelerini hatırlayın. | TED | فقط تذكر قصص العمالقة والساحرات والعرافين والوحوش والأشياء التي كانت تعج بالألوان وأكبر من الحياة. |
Şimdi, renkli dövmelere yönelmeye meyilliyim çünkü renklerle takıntılıyım. | TED | أنا أميل للوشوم الملونة لأنني مهووس بالألوان. |
Uğursuz beyaz bir gökkuşağı değil, güzel ve renkli olanı. | Open Subtitles | ليس قوس قزح الأبيض المشؤوم بل قوس قزح جميل ومفعم بالألوان |
Bay Falk, ben de bir ressamım, ama renkli çalışıyorum. | Open Subtitles | سيد فالك، أنا فنان إلا إني أرسم بالألوان |
Bu düşünceye fiziksel renk diyebilirsiniz, çünkü rengin, ışığın kendi fiziksel özelliği olduğunu söyler. | TED | بإمكانك تسميتها بالألوان الطبيعية لأن ذلك يعني أن اللون هو خاصية فيزيائية للضوء نفسه. |
Güneyde adaletin renk körü olduğunu ve hep öyle kalacağını göstereceğim. | Open Subtitles | وأن العدالة في الجنوب لم ولن ترى بالألوان |
Rengarenk olmak yeterlidir. Rengarenk yaşa lütfen. | Open Subtitles | . استمر وكُن غني بالألوان وأكمل حياتك بمزيد من الألوان |
Bu alfabe çorbası (kısaltmalar) proteinleri işaretlendirmek için yeni bir yol -- sadece renkler ile değil, gerçek anlamıyla harflerle. | TED | هذا النوع من الحساء الأبجدي هي طريقة جديدة لتحديد البروتين ليس فقط بالألوان و لكن أيضا بالحروف |
Tüm renkleri algılıyor ve bir yüzü bile ayırd edebiliyorlar. | Open Subtitles | تُسجِّل بالألوان الكاملة و حتى تُميّز عندما يكون هُناك وجه. |
Ordu Afganistan'daki yolları renklerine göre ayırmış. | Open Subtitles | الجيش يقسّم الطرق في أفغانستان بالألوان. |
Önde daha açık renklerden başlayıp daha koyu olanlarla bitirmeyi severim. | Open Subtitles | أفضل عادةً أن أبدأ بألوان أفتح على الواجهة، وأنتهي بالألوان الغامقة. |
Ayrıca arkadaşlarının her birinin adının Japonca'da bir renkle bağlantısı var. | TED | كما أن أسماء الأصدقاء لديها دلالة في اللغة اليابانية ترتبط بالألوان. |
Birdenbire her şey renklendi. | Open Subtitles | لقد كان وكأن كل شيئ إصطبغ بالألوان فجأة |