"بالأمر الجيد" - Traduction Arabe en Turc

    • iyi
        
    Ve bunun tam olarak iyi bir şey olmamasının nedeni şu: 65 yaşın üzerinde, Alzheimer ya da Parkinson Hastalığı'na yakalanma riskiniz üstel olarak artıyor. TED وهذا ليس بالأمر الجيد لان خطر الاصابه بمرض النسيان بعد عمر الـ 65 او سيزداد الشلل الاهتزازي أسيا
    Evde sürekli hikayeler anlatıyordum, bu iyi bir şey, ama bunları hayali arkadaşlarıma anlatıyordum, bu pek iyi değildi. TED كنت دائما أروي القصص في المنزل, وهو أمر جيد, إلا أنني كنت أحكيها لأصدقاء خياليين من حولي, وذلك لم يكن بالأمر الجيد.
    Evden çıkmadan önce son görevimi yapmalıyım, o bakışı çok iyi biliyorum, gece dışarıya çıkacak, ve olanlar hiç hoş olmayacak. Open Subtitles في تصرف مسئول أخير مني، قبل أن أذهب عليّ أن أُخبرك ، أنني أعرف تلك النظرة، هي عازمة علي الخروج، ولن يكون بالأمر الجيد.
    Hiç iyi değildi bu. Bizi tehlikenin göbeğine attı. Open Subtitles لم يكن هذا بالأمر الجيد لقد ألقى بنا تحت حافة الحافلة
    Aile durumlarına dahil olmam için hiç iyi bir zaman değil. Open Subtitles إنه ليس بالأمر الجيد أن أتدخل في أمور العائلة.
    Hele de sevgilinizin ihaneti size kafayı yedirmiş ve onu yakalama isteği ile dolup taşmışken hiç iyi değil. Open Subtitles بينما أنت مشتت الذهن بسبب خيانة خليلتك السابقة و شعورك بالرغبة بمطاردتها, أيضًا ليس بالأمر الجيد
    Hatta kısmi ödenek olsa bile -- 3 dolar bir yatak ağının tam ücreti de değil halen. Ve sadece %20 oranında insan yatak ağlarına sahip, bağışıklığı kaybediyorsunuz ve bu hiç iyi değil. TED إذن حتى مع الدعم الجزئي .. تظل الثلاثة دولارات ليست التكلفة الحقيقية للناموسية. والآن لدينا فقط عشرون بالمئة من الناس يستخدمونها، وهو ليس بالأمر الجيد.
    İşte bu hiç iyi değil patron. Open Subtitles حضرة الرئيس، هذا ليس بالأمر الجيد.
    Hastanede bu kadar çok vakit geçirmek kimseye iyi gelmez, Bay Simcoe. Open Subtitles ..قضاء وقت طويل بالمستشفى (ليس بالأمر الجيد لأي شخص يا سيد (سيمكو
    Fazla değişiklik iyi bir şey değil. Open Subtitles الكثير من التغييرات ليس بالأمر الجيد
    "Kırık, kanayan bir bacak iyi olmasa da kurşunlara hedef olmakla mukayese bile edilemez." Open Subtitles "المشي على ساق مكسورة, ليس بالأمر الجيد لك, لكنه أفضل من الإصابة برصاصة"
    Hiç iyi değil. Open Subtitles الولد مسلح يا كليتون، ليس بالأمر الجيد
    Bak, sana yalan söylemeyeceğim, bu hiç iyi değil. Open Subtitles اسمع, لن أكذب عليه هذا ليس بالأمر الجيد
    - Bilmiyorum ama iyi bir bok değil. Open Subtitles لست أدري، ولكنه ليس بالأمر الجيد.
    Bildiğim tek şey, zihinlerinize açılan böyle bir kapıya sahip olmanızın iyi bir şey olmadığı. Open Subtitles إنني أعرف أمرًا واحدًا وهو أن وجود بابمفتوحبذهنكمهكذا... ليس بالأمر الجيد.
    Burada olman kimse için iyi değil, Billy. Open Subtitles عودتك إلى هنا ليست بالأمر الجيد للجميع
    Senin için de Maestro için de iyi olmaz. Open Subtitles ليس بالأمر الجيد لكِ أو للمايسترو
    (Gülüşmeler) Bir gecekondu mahallesinde bu iyi bir şey değil. TED (ضحك) في حيّ فقير، هذا ليس بالأمر الجيد
    Hayır, bu iyi değil. Open Subtitles كلا، هذا ليس بالأمر الجيد
    Bu iyi değil. Open Subtitles هذا ليس بالأمر الجيد

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus