"بالأوراق" - Traduction Arabe en Turc

    • kağıt
        
    • evrak
        
    • kağıtları
        
    • yaprak
        
    • ile milli
        
    Bende hepsi var. En ufak kağıt parçasını bile sakladım. Open Subtitles أنه لدي كاملاً احتفظت بالأوراق الصغيرة أيضاً
    - Çanta olmadan Mace ancak fırtınanın ortasında kağıt bir çanta kadar güçlü olur. Open Subtitles بدونها قوة مايس تشبه حقيبة مملوءة بالأوراق في عاصفة مطيرة
    İçki alamazsınız, kağıt oynayamazsınız. Open Subtitles لا يمكنك شراء شراب أو اللعب بالأوراق
    Önümüzdeki haftadan sonra, evrak işiyle ilgili endişelenmene gerek yok. Open Subtitles قد لا يكون عليك القلق بالأوراق الرسمية بعد الأسبوع القادم
    Tanner, gece bekçimiz, genelde tüm evrak işlerine o bakar. Open Subtitles تانر,العامل الليلي عادة هو من يتعامل بالأوراق
    Başarının sırrı kağıtları değil adamı oynamaktır. Open Subtitles سر اللعبة هو أن تلعب بالأشخاص وليس بالأوراق
    Giyinmesine yardım et, ben kağıtları imzalayayım. Open Subtitles ساعديه على ارتداء ملابسه، وسأهتم بالأوراق
    Dar paçalı pantolon giydiğimde içi yaprak dolduğu için mi? Open Subtitles هل هي بسبب تلك المرّة عندما ملؤوا بنطالي بالأوراق ؟
    Sayın Yargıç, Bay Gibbs müvekkilimi menkul kıymetler dolandırıcılığı ile suçladı ama müvekkilime menkul kıymetler borsası ile milli gelirlerin arasındaki bulgu tutarsızlıklarından bahsetmeyi ihmal etti. Open Subtitles حضرة القاضي اتهم السيد جيبس موكلي بأحتياله بالأوراق الماليه ولكنه اهمل الكشف عن التناقضات
    Masalarından savaşıyorlar, düşmana kağıt savuruyorlar. Open Subtitles يحاولون أن يحاربو من خلف مكاتبهم يلوحون بالأوراق في وجه العدو!
    Bana kağıt numaralarından göster. Open Subtitles فلتقم بعمل خدعة بالأوراق من أجلي
    Babamla kağıt oynuyorum. Open Subtitles أنا ألعب بالأوراق مع أبي
    kağıt sıkıştırmışsın. Open Subtitles لقد تركتَها مكدسة بالأوراق
    kağıt üzerinde başarısız birisin. Open Subtitles ... فكري بالأمر ، بالأوراق . أنتِ فاشلة
    Neyse, kayıtlara göre bu eczane yeni el değiştirmiş ve evrak işleri tamamlanmamış, yani bu sadece protokol gereği burdayım. Open Subtitles أن هذه الصيدلية مؤخرا غيرت ملكيتها ولم تقم بالأوراق اللازمة إنه النظام وحسب
    Yasal evrak dolu bir klasör var burada. Open Subtitles حصلت على ملف مجلد هنا ملئ بالأوراق القانونية.
    Başımda yeterince dert var. kağıtları imzalaması için baskı yap. Open Subtitles لدي اشياء كافيها لأتعامل معها ,فقط اعمل بالأوراق , وأجبرها على التوقيع
    Önüne kağıtları koyuyor ki ne olacağını göremesin. Open Subtitles تُلهيه بالأوراق حتى لا يقدر على رؤيتها و هي تهاجمه
    Sonra donmuş yoğurt almaya gidecektik ve belki yaprak savaşı yapardık. Open Subtitles ثم نأخذ يوغورت مجمدا و ربما ننال قتالا بالأوراق
    Sayın Yargıç, Bay Gibbs müvekkilimi menkul kıymetler dolandırıcılığı ile suçladı ama müvekkilime menkul kıymetler borsası ile milli gelirlerin arasındaki bulgu tutarsızlıklarından bahsetmeyi ihmal etti. Open Subtitles حضرة القاضي اتهم السيد جيبس موكلي بأحتياله بالأوراق الماليه ولكنه اهمل الكشف عن التناقضات

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus