Egomun işimin önüne geçmesine izin verdim ve ona bir özür borçluyum. | Open Subtitles | لقد سمحت للأنا بالتدخل فى أسلوب العمل و أشعر أننى مدين له بالإعتذار |
Bunun için özür dilemeyeceğim ve sana karşı dürüst olmam gerekirse tekrar yapmayacağımı garanti edemem. | Open Subtitles | ولن أقوم بالإعتذار لأجلهم ولأكون صادقة تماماً لايمكنني ضمان أني لن أقوم بها مجدداً |
Bize iyi bir kira ücreti vererek gerçekten çok yardım ediyorsun, ama özür dilemeye devam etmeye çekinme. | Open Subtitles | أنت حقاً تساعدنا بإعطائنا صفقة جيدة للإيجار . لكن ، إشعر بالراحة بإستمرارك بالإعتذار |
Ama adam çok çekici bağırmak için yukarıya gittim, özür dileyerek geri döndüm. | Open Subtitles | صعدت هناك لاشكوه... فينتهى بى الأمر بالإعتذار إليه. |
Medeni olmam gerekiyor. Gidip özür dileyeceğim. | Open Subtitles | لا يوجد سبب يمنعني من التصرّف بتهذيب سأقوم بالإعتذار |
Ne olduğunu tam bilmiyorum ama bir özürle başlamak isterim. | Open Subtitles | لا أعلم ماذا يجري هنا ولكنى أرغب أولاً بالإعتذار نيابةً عنها |
Ancak, Bay Hailey... beni vurduğu için şahsen özür diledi benden. | Open Subtitles | ولكن السيد (هيلي) قام بالإعتذار بشكل شخصي لي عن إطلاقه النار |
Bu senin azarlanmaktan kaçınmak ve özür dileme yönteminse... | Open Subtitles | إن كانت هذه طريقتك بالإعتذار وتجنب المحاضرة |
Jackie'den Özür dileyip ellerini yıkayacaksın. | Open Subtitles | قم بالإعتذار لجاكي ، ثم أذهب وأغسل يديك. |
Hemen ardından Dışişleri Bakanlığı acele bir özür yolladı. Gönüllü büyükelçilere derhâl bir duyuru gönderilip... Yardımcı olabilir miyim? | Open Subtitles | فتقدمت الإدارة الأمريكية بالإعتذار سريعا وبإعلان سحب السفير الأمريكي هل يمكننى مساعدتك؟ |
Bana bir şey söyledin, ve bunu değiştiremeyiz. Ve bu basit bir özür ya da ceza ile.. | Open Subtitles | وليس بالشيئ الذي يمكن حلّه بالإعتذار أو عقاب صغير. |
Aslında bana bir özür borcu olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | في الواقع ، أعتقد أنها تدين لي بالإعتذار |
Birşeyleri savunuyorum diye özür dilemeyeceğim. | Open Subtitles | ولن أقوم بالإعتذار عن الدفاع عن نفسي |
bunun için özür dilemeyeceğim. | Open Subtitles | لم أقم بالإعتذار أنا أسف |
özür dilemeyeceğim. | Open Subtitles | لن اقوم بالإعتذار |
Özür dilemeye ne dersin? | Open Subtitles | ما رأيك بالإعتذار ؟ ديتا) ، لايمر علي يوم) |
Bu noktada Foont suçluluk hisseder ve kafası yokken ona yaptığı şeylerden dolayı şeytan kızdan özür dilemeye başlar. | Open Subtitles | هنا، (فونت) يشعر بالذنب، ثم يبدأ بالإعتذار للفتاة الشريرة... عن ما فعله بها عندما كانت بلا رأس. |
- Özür dilerim baba. - özür dileyerek durumu daha da kötü hale getirme! | Open Subtitles | ـ أنا آسف، يا أبي ـ لا تجعل الأمر يسوء بالإعتذار! |
Sanırım yıllar boyunca yaptığım gibi George adına özür dileyerek başlamalıyım. | Open Subtitles | اظن بأنه علي البدء بالإعتذار مما كان علي فعله كثيراً خلال السنين من اجل "جورج" |
Her şey kontrolden çıktı. Savunacak olursam, siz motosikletçi tipler iş dövme yaptırmaya gelince çok acelecisiniz. Arkadaşlarından samimi bir şekilde özür dileyeceğim. | Open Subtitles | اعرف , لقد خرجت الأمور عن السيطرة سأكون سعيدة بالإعتذار لأصدقائك |
Amcamdan ve validen hemen özür dileyeceğim. Ve onların talimatlarına uyacağım. | Open Subtitles | سنسرع بالإعتذار لعمي، وإتباع تعليماته |
Kes şu özürle alakalı saçmalıkları ve bir şey söyle. | Open Subtitles | تباً لـ... أطالب بالإعتذار و هكذا |
Özür dileyip özür diledi. | Open Subtitles | لقد إستمرت بالإعتذار والإعتذار |
Yani, kocanın ailesinden özür dileme şansını teptiğin için. | Open Subtitles | لأنكِ رفضتي فرصة القيام بالإعتذار اتجاه عائلة زوجك |
Ben de Özür dileyip "Seni Lisa sandım, aramadığım için bana kızgın olan." | Open Subtitles | و أنا أقوم بالإعتذار منها و أقول إعتقدت أنك ليزا الغضبانة مني لعدم الإتصال بها |