"بالإقتراب" - Traduction Arabe en Turc

    • yaklaşmasına
        
    • yaklaşmamıza
        
    • müsaade etmez
        
    • Yaklaşıp
        
    • yaklaşmama
        
    • yaklaşmana
        
    • yaklaşmalarına
        
    Raiderların madencilere yaklaşmasına izin verme. Open Subtitles فقط لا تسمح للمركبات المهاجمة بالإقتراب من مركبات المعادن
    Başarısız suikast girişiminden beri güvenliği kimsenin onu öldürebilecek kadar yaklaşmasına izin vermiyor. Open Subtitles منذُ محاولةِ الاغتيال الفاشلة، لا يسمحُ حرّاسها لأحدٍ بالإقتراب كفايةً لقتلها.
    Bob, asker bizim daha fazla yaklaşmamıza müsaade etmiyor ama görebildiğimiz kadarıyla, oldukça çok sayıda asker ve teçhizat var ve herkesi alandan uzaklaştırmaya çalışıyorlar... Open Subtitles حسنا ، بوب ، الجيش لن يسمح لنا بالإقتراب كثيرا لكنمنحيثمانستطيعأننراه، هناك تعبئة كبيرة جدا للقواتوالمعدات،
    Yaklaşıp, çatıya ineceğim. Open Subtitles -سأقوم بالإقتراب وأحط على السطح .
    Planımı anladılar. Şimdi sana yaklaşmama izin vermiyorlar. Open Subtitles فاكتشفوا خطتي, و الآن لا يسمحون لي بالإقتراب منك
    Karıma ve kızıma bir daha yaklaşmana asla izin vermeyeceğim. Open Subtitles لن أسمح لك بالإقتراب مجدّداً من زوجتي و من إبنتي
    Ona yaklaşmalarına izin verme. Şimdi, gel benimle. Open Subtitles لا يمكننا السماح لهم بالإقتراب منها و الآن هيا بنا
    Evet, ona yaklaşmasına izin veremeyiz, orası kesin. Open Subtitles هناك أمر واحد مؤكد: لا يمكننا السماح لها بالإقتراب منه.
    Hester'in yanına yaklaşmasına izin verdiği ilk kişinin siz olduğunuzu söylüyorlar. Open Subtitles لقد قالوا لى أنك أول شخص تسمح له " هيستر " بالإقتراب منها -إنك تصبحين طبيبة ، أليس كذلك ؟
    Kumara yaklaşmasına izin veremem. Open Subtitles لن أسمح له بالإقتراب من القمار
    - Polisler kimsenin yaklaşmasına izin vermez. Open Subtitles الشرطه لن تسمح لأحد بالإقتراب
    Size yaklaşmasına izin vermeyin. Open Subtitles لاتسمحا لها بالإقتراب منك
    Dr. Surrey'in cihaza yaklaşmasına izin verme. Open Subtitles (لا تسمح للطبيب (سوريري بالإقتراب من الجهاز
    Seth. Bu çatlak kafa bu şeyin yanına yaklaşmamıza izin vermiyor. Open Subtitles سيث تلك الغبية لا تسمح لنا بالإقتراب من هذا الشئ
    Başka bir oturum için param yoktu bu yüzden senin yanına yaklaşmamıza izin vermiyordu. Open Subtitles لم يكن معي مال لجلسة أخرى كان من المحال أن يسمح لي ولزوجتي بالإقتراب منك
    Makineli tüfekler yaklaşmamıza olanak vermiyor. Open Subtitles الرشاش لا يسمح لنا بالإقتراب أكثر
    Yaklaşıp, çatıya ineceğim. Open Subtitles -سأقوم بالإقتراب وأحط على السطح .
    Planımı anladılar. Şimdi sana yaklaşmama izin vermiyorlar. Open Subtitles فاكتشفوا خطتي, و الآن لا يسمحون لي بالإقتراب منك
    Ama Daisy'nin dediği gibi, onun yanına yaklaşmama izin vermez. Open Subtitles (لكن كما قالت (دايزي هي لن تسمح لي بالإقتراب منها
    Gelmeni ben istemeseydim bu kadar yakınıma yaklaşmana izin verir miydim? Open Subtitles أأعتقدت حقًا أنني سأسمح لك بالإقتراب مني هكذا إن لم أرد هذا؟
    Sana yaklaşmalarına izin verirsin, gözlerinin içine bakarsın son vuruşu yaparsın. Open Subtitles تغريهم بالإقتراب منك وتنظر لهم عيناً بعين ثم تطرحهم أرضاً

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus