"بالإكتئاب" - Traduction Arabe en Turc

    • depresyon
        
    • depresyona
        
    • bunalımdaydım
        
    Debra Acklin' birkaç depresyon tanısı konmuş. Open Subtitles ديبرا أكلين تم تشخيص اصابتها بالإكتئاب المزمن
    Ünlü takıntılığı depresyon ve düşük özgüven kaygılarının bir maskesi olabiliyor. Open Subtitles الهوس بالمشاهير قد يكون قناعا لإحساسنا بالإكتئاب وقلة تقدير الذات
    Dehasının zirvesine ulaşmış olsa da depresyon ve en basit düşünceleri bile aklında tutamayacağı güvensizliğiyle boğulmuştu. Open Subtitles والقوى الأولية في الكون وبرغم من أنه قد وصل إلى قمة عبقريته إلا أنه كان مصابًا بالإكتئاب
    Etrafındaki insanlardan kolayca etkileniyorlar ve depresyona daha çok yatkınlar. TED مما يجعله أكثر تأثرا بآراء الآخرين ويعرضه للإصابة بالإكتئاب
    Kadınların, depresyona erkeklerden 20 kat daha yatkın olduğunu biliyor muydun? Belki daha fazla. Tam rakamı hatırlayamıyorum. Open Subtitles هل تعلم بأن النساء أكثر إصابة بالإكتئاب من الرجال ؟
    Hayatım kararmıştı, bunalımdaydım ve doktorum Effexor diye bir ilaç önerdi. Open Subtitles أنني قد أنهرتُ و شعرتُ بالإكتئاب (و طبيبي وصف لي عقاراً يدعى (إيفكسور
    Şu anda senin için depresyon geçirmenden daha normal bir zaman olduğunu düşünemiyorum. Open Subtitles لا استطيع تخيل وقت اكثر منطقياً لك لتشعري بالإكتئاب
    Takıntı nitelikli depresyon, saptandı. Open Subtitles "تأكدت الاصابة "بالإكتئاب ."مع "مظاهر وسواسية
    Hasta olduğunu sandım depresyon gibi. Open Subtitles اعتقدت انك مريضة او تشعرين بالإكتئاب.
    İç kaynaklı depresyon teşhisi koymuşsunuz. Open Subtitles وشخّصتي حالته بالإكتئاب الذاتي
    (Gülüşmeler) Geçen gün bir arkadaşımla kahve içiyordum ve "Biliyor musun kahvenin kadınlarda depresyon riskini azalttığına dair yeni bir araştırma okudum." TED (ضحك) ذات يوم، كنت أحتسي القهوة مع صديق، وقلت: "أتعلم، قرأت دراسةً جديدة تقول أن القهوة تقلل من احتمالية إصابة النساء بالإكتئاب."
    (Kahkahalar) Şöyle diyordu: "Yeni bir araştırmaya göre kahve içmek kadınlarda depresyon riskini azaltabilir." TED (ضحك) تقول - (ضحك) "تفيد دراسة جديدة بأن شرب القهوة قد يساعد في خفض إصابة النساء بالإكتئاب."
    Jill'de, obsesyon ve kompulsiyon kaynaklı depresyon vardı. Open Subtitles أضطراب شدة " جيل " متعلق بالإكتئاب
    Tom kötü adamların peşinden koşmadığı zaman depresyona girer. Open Subtitles توم يشعر بالإكتئاب عندما لا يطارد الأشرار
    depresyona girip araba egsozuyla intihar mı edelim? Open Subtitles نصاب بالإكتئاب و يتم شفطنا بشكمان السيارة؟
    Bilirsin ne zaman depresyona girsen kapımızda eziyet görmüş bir yetim belirir. Open Subtitles في كل مرة تشعرين فيها بالإكتئاب تأتي لنا بأحدى الأيتام المؤذيات الى دارنا
    Paris'te evimde gibi hissetmiyordum. Burada depresyona giriyorum. Open Subtitles لم أشعر أنني في منزلي قط في باريس لقد أصبت بالإكتئاب هنا
    Hayatım kararmıştı, bunalımdaydım ve doktorum Effexor diye bir ilaç önerdi. Open Subtitles أنني قد أنهرتُ و شعرتُ بالإكتئاب (و طبيبي وصف لي عقاراً يدعى (إيفكسور

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus