"بالإكراه" - Traduction Arabe en Turc

    • zorla
        
    • baskı
        
    • teşebbüsüne girer
        
    • saldırı
        
    • polise teslim etti
        
    Kanın kaynağı zorla girmek olabilir. Open Subtitles المصدر الآخر الواضح هو الاختراق بالإكراه
    Eğer birisi başkasına ait olduğu bir şeyi zorla almaya çalışılırsa. Open Subtitles عندما يسلب من شخص ما شيئاً يخص غيره بالإكراه
    Çünkü zorla alındığına kalıbımı basarım. Open Subtitles وأعلنها أنها غير مقبوله لانني أضمن لك أنه كان بالإكراه
    Richardson'un avukatı itiraf kayıtlarının baskı altında alındığını iddia etmeyeceğini açıkladı. Open Subtitles قال محامي ريتشاردسون أنه لن يدعي أن إعتراف موكله أخذت بالإكراه
    Uyuşturucuya, silahlı saldırı ve soyguna karışmış bir çocuğa tecavüzden hapse girmiş. Open Subtitles ولقد عمل فيكتور فى المخدرات, والسرقه بالإكراه والإعتداءات المسلحه,
    Senin bürondan çıkan yedi milyonu da o polise teslim etti. Open Subtitles ومبلغ ال7 ملايين التي جُمعت بالإكراه والتي خرجت من مكتبك.
    Baban anneni döven ve ona zorla sahip olan bir ayyaştı. Open Subtitles كان والدك سكيراً وكان يضرب أمك وتزوجها بالإكراه.
    Kaset çalarken, kendi sesiyle yaptığını söylerken zorla itiraf ettirildiğini iddia etmek de zor olacaktır. Open Subtitles سيكون من الصعب مناقشة أعترافه لو كان بالإكراه وعلى صوت الشريط سيكون من الصعب مناقشة أعترافه لو كان بالإكراه وعلى صوت الشريط
    Bunun bir itiraf mı yoksa zorla mı alındığını nereden bileceğiz Sayın Yargıç? Open Subtitles -صه كيف لنا أن نعرف إن كان الإعتراف قد تَم بالإكراه أو لا ، حضرتك ؟
    - Evet, onu zorla söyletmişlerdi. Open Subtitles نعم ، والإعتراف كان بالإكراه - أو كان كذلك ؟
    zorla masaj yapmam. Open Subtitles لا أنساق للتدليك بالإكراه
    Michael'ın oğlunu zorla kulübeye götürmesi gibi Lucille de kendi oğlunu zorla dışarı atmaya hazırdı. Open Subtitles و كما كان (مايكل) يأخذ أبنه بالإكراه إلى الكوخ كانت (لوسيل) مستعدة للتخلص من أبنها خارجاً
    zorla mı, istekle mi? Open Subtitles بالإكراه أم التراضي؟
    Wise'ın avukatı itirafların baskı altında alındığını göstermeye çalışacağını söyledi. Open Subtitles محامي وايز قال أنه سيحاول إثبات أن الإعترافات أخذت بالإكراه
    Hiçbir anlamı olmaz. baskı altında özür dilemek zorunda kalırım. Open Subtitles لن يعني الاعتذار شيئاً لأنه سيكون بالإكراه
    baskı altında ol yada olma başın belada, Vic. Open Subtitles إذا كانت بالإكراه لك أم لا ، كنت في بت من ورطة ، فيك.
    Uyuşturucuya, silahlı saldırı ve soyguna karışmış bir çocuğa tecavüzden hapse girmiş. Open Subtitles ولقد عمل فيكتور فى المخدرات, والسرقه بالإكراه والإعتداءات المسلحه, ولقد قضى بعض الوقت فى السجن لمحاولة إغتصاب قاصر
    Senin bürondan çıkan yedi milyonu da o polise teslim etti. Open Subtitles ومبلغ ال7 ملايين التي جُمعت بالإكراه والتي خرجت من مكتبك.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus