Dünyanın dört bir yanındaki sismograflar patlamayı belirledi ve patlama Baltık Denizi kıyısındaki Litvanya'dan bile görüldü. | Open Subtitles | مناهضوا الحرب حول العالم عرفوا بالإنفجار يمكن رؤية الأنفجار من بعيد حتى لوثيانا على البحر البلطيقى |
Yaşlı Hank, koca ülkede patlamayı duymayan tek kişi galiba. | Open Subtitles | يبدو أن " هانك " العجوز هو الوحيد فى هذه البلدة الذى لم يسمع بالإنفجار |
Küçük bir çığlık atarsın ya da havaya uçarsın. | Open Subtitles | يجب عليك أن تصرخ قليلاً وإلا فستقوم بالإنفجار |
Ayrıca rastlantısal tarayıcılarımızı iki katına çıkardık ve telefon takiplerimizin işaret ettiği patlamayla alakasının yüksek olduğu konuşmayı inceliyoruz. | Open Subtitles | لقد قمنا أيضاً بمضاعفة الدوريات و مراقبة الهواتف للمدنيين -و قد تم تحديد مكالمة على علاقة بالإنفجار |
Ayrıca patlamadan dolayı birkaç parmağını kaybetmiş gibi görünüyor. | Open Subtitles | و فقدت أيضا اصابع كثيرة لكي يظهر إنها تأثرت بالإنفجار |
Korkarım elimizde onu bombalama ile ilişkilendiren adli kanıtlar mevcut. | Open Subtitles | أَنا خائفُ عِنْدَنا دليل عدلي يَرْبطُه بالإنفجار |
O büyük patlamayı duyduğunuzu farz ediyorum. | Open Subtitles | أعتقد بأنكم سمعتم بالإنفجار الهائل |
Hissettik, bilirsiniz...patlamayı. | Open Subtitles | شعرنا، كما تعرف، بالإنفجار |
Zamanlayıcı, patlamayı kontrol etmiyor. | Open Subtitles | المؤقت لا يتحكم بالإنفجار |
Bütün araziyi havaya uçuruyormuş gibi hissediyorum... | Open Subtitles | شعـرت بالإنفجار كما لو أنه الريف بالكامل قد إنفجـر! |
- Burayı havaya uçuracağım! | Open Subtitles | ـ سنخرج من هنا بالإنفجار! |
Bekle, Öğretmeni bıçaklamak için mahzene çağırdım, küçük bir patlama oldu | Open Subtitles | إنتظر, المدرس الذي كنت مكانه كان يدعى فلون لو لقد مات بالإنفجار |
Bu süreç, kainatımızın meydana geldiği ilk başlangıcında "Büyük patlama" adıyla bilinen enerji patlamasıyla başlamıştır. | Open Subtitles | إنها العمليّة التي حدثت في مهد كوننا، بدءاً من تفجير طاقة معروفة بالإنفجار العظيم. |
Şöyle, Büyük patlama ile başlarsınız, sonra hidrojen oluşur ve sonra helyum elde edersiniz, sonra daha da karmaşık maddeler, ve sonra gezegenler oluşur -- ve hayat da ortak, gezegen-tabanlı bir olgudur benim görüşüme göre. | TED | لذا ، بدأنا بالإنفجار العظيم وحصلنا على الهيدروجين ، ثم حصلنا على الهيليوم ، و من ثم على أشياء معقدة أكثر ، ومن ثم تشكلت الكواكب -- والحياة شيء مشترك ، ظاهرة مشتركةٌ بين الكواكب ، في رأيي الشخصي. |
Ayrıca gelişigüzel tutuklamaları iki katına çıkardık ve gizlice dinlediğimiz telefon kayıtları, konuşmaların çoğunun patlamayla ilgili olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | قمنا كذلك بمضاعفة التمشيطات العشوائية ونتفحّصُ الكثير من المكالمات الهاتفية.. وهي تُشير لعديد المكالمات المتعلّقة بالإنفجار. |
Bunun patlamayla alakası yok, biliyorsunuz. | Open Subtitles | هذا ليس له علاقة بالإنفجار |
Gaz odasındayken patlamadan etkilenmiş olmalı. | Open Subtitles | لابد أنه تأثر بالإنفجار عندما كان يُعدم بالغاز |