"بالإنقراض" - Traduction Arabe en Turc

    • altındaki
        
    • tükenmekte
        
    • tükenen
        
    • soyu
        
    • tükenmek
        
    • neslimizin
        
    • tehlikedeki
        
    Ayrıca en tehlike altındaki türlerden birisi. Open Subtitles كما أنه أحد أكثر الأنواع المهددة بالإنقراض
    Artık insanlar tehlike altındaki türler. Open Subtitles الآن البشر هُم الفصائل الُمهددة بالإنقراض
    Bunlar nesli tükenmekte olan türleri korumak için üretilmiş iki hayvan. TED هذان مخلوقان تم تكوينهما من أجل حماية الأصناف المهددة بالإنقراض.
    Guar, nesli tükenmekte olan ve Güneydoğu Asya'da yaşayan bir toynaklı hayvandır. TED الغار هو أحد ذوات الحوافر المهددة بالإنقراض في جنوب شرق آسيا.
    Bu beyaz terlikler, soyu tükenen beyaz Afrika gergedanından... Open Subtitles حذائي هذا مصنوع من وحيد قرن افريقي مهدد بالإنقراض
    Ve çevre sadece ağaçlar ve kuşlar ve soyu tehlikedeki türler olmaktan birbirimize nasıl davrandığımıza doğru değişti. TED فتغير مفهوم البيئة من مجرد التطرق للأشجار و الطيور و الأصناف المهدّدة بالإنقراض إلى كيفية معاملتنا لبعضنا البعض.
    Ama kendisi de Crocs giyerdi. Sanki onların nesli tükenmek üzere değil. Open Subtitles في غضون ذلك , كان ترتدي حذاء التماسيح و كأنها ليست مهددة بالإنقراض!
    Özellikle neslimizin tükenmekte olduğundan beri, bunu sana borçluyuz. Open Subtitles منذ أن كنا أنواع مهددة بالإنقراض و الفضل يعود لك
    ! Tehlike altındaki türlerin piyasası çok iyi. Open Subtitles سوق جيد في الحيوانات المهددة بالإنقراض
    soyu tükenmekte olan Beyaz popolu Kırlangıç. Open Subtitles إنه طائر السنونو أبيض الوجه المهدد بالإنقراض
    Birkaç yıl önce Kanada sınırında, nesli tükenmekte olan vaşak türünü avlarken yakalamıştım. Open Subtitles قبضت عليه يصيد بدون إذن بعض القطط البريّة المهددة بالإنقراض منذ عدّة سنوات مضت على مقربة من الحدود الكنديّة
    Nesli tükenen türler geliyor! Open Subtitles المخلوقات المهدّدة بالإنقراض قادِمة للعبور
    Aslında arkadaşlarım ve ailem önceliktir ve ardına nesli tükenen türleri ilk sıraya koyarım. Open Subtitles فى الواقع , أضع أصدقائى وعائلتى أولا , نعم , وبعدها جميع الأنواع المهددة بالإنقراض .
    Anlaşılan oğullarıyla birlikte dünya üzerinde pek çok müşteriye soyu tükenen kaplan satışı yapıyorlarmış. Open Subtitles وكما إتّضح، هي وأبنائها كانوا مُورّدين رئيسيين للنمور المُهددة بالإنقراض -للعملاء الأثرياء في جميع أنحاء العالم .
    Diğer bir deyişle, nesli tükenmek üzere olan bir türüm. Open Subtitles "بمعنى آخر، أنّي من الأنواع المهددة بالإنقراض".
    Eğer bu doğru olsaydı, tüm savaşları durdurur ve neslimizin yok olmasına yol açardık. Open Subtitles إذا كان ذلك صحيحاً سنوقف القتال في جميع المعارك وسنسمح لأنفسنا ببساطة بالإنقراض
    Brezilyalı Turbot kurbağası bugün soyu tehlikedeki türler listesine girdi. Open Subtitles سمك الترس الضفدعي البرازيلي، دخل ضمن الحيوانات المهددة بالإنقراض

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus