"بالانتظار" - Traduction Arabe en Turc

    • bekliyor
        
    • beklemeye
        
    • bekliyoruz
        
    • Bekliyorum
        
    • beklemek
        
    • bekleyerek
        
    • beklemekten
        
    • bekliyorlar
        
    • bekleyen
        
    Londra şerifi kilisenin giyinme odasında bekliyor. Open Subtitles إن شريف لندن بالانتظار بغرفة ملابس الكهنة
    Büyüdüğünde... hala bu konu hakkında bana kızgınsan... bekliyor olacağım. Open Subtitles عندما تكبرين اذا كنتى لا تزالى تشعرين بالسوء مما حدث فسأكون بالانتظار
    Maliye Bakanı bekliyor. Ulusal Müze soruyor, hangi tarz tablo-- Open Subtitles وزير المالية بالانتظار كذلك اتصلت مديرة المعرض الوطني
    Bakın Teğmen, beni başka bir birime aktarmayın ya da beklemeye almayın! Open Subtitles إسمع، أيها الملازم لا تبقني بالانتظار ولا تحولني إلى قسم آخر
    Yeter artık, bekliyoruz Hadi gidelim Open Subtitles هذا يكفي , نحن بالانتظار هيّا لنذهب
    - Sabırsızlıkla Bekliyorum. Open Subtitles هذا ما اردت معرفته سأكون بالانتظار
    Yani, biraz daha beklemek zorundasın. Baba sağlıklı, Baba çok sağlıklı hem de... Open Subtitles عليك بالانتظار قليلا، فأبوك بصحة جيدة، وجيدة جدا
    Bunun yerine, karıncaları pusuda bekleyerek yakalar. Open Subtitles بدلاً من ذلك، تلتقطهم اليرقة بالانتظار متربّصة.
    Gördüğün gibi; kalem orada, arka planda unutulmuş halde oturmuş bekliyor. Open Subtitles انت ترى القلعة تجلس هناك بالانتظار منسية في الخلف
    Yanlış DVD getirmiş, bütün sınıf bekliyor. Open Subtitles لديه فيلم جون واين الخطأ لليوم لذا فالفصل كله بالانتظار
    Burada bekliyor olacağım, motorlar çalışıyor. Open Subtitles سوف اكون هنا بالانتظار لتشغيل المحركات عند الهروب
    Yüzlerini tekrar gösterecekler. O sırada biz de orada bekliyor olacağız. Open Subtitles المتلاعبون يعودون إلى حيلهم في نهاية المطاف، وسنكون بالانتظار
    Bir gün oraya geleceksin, ben de seni bekliyor olacağım. Open Subtitles يوما ما ستأتي إليه، ساكون بالانتظار
    Problem değil. Müşterisi hazır bekliyor. Open Subtitles لايوجد مشكلة ، لدي رجال بالانتظار
    San Diego bekliyor. Open Subtitles ساندياجو بالانتظار اذهب و احضر لي شامب
    Mike McLintock'un telefonu. Sizi beklemeye almamı söyledi. Open Subtitles هذا هاتفُ مايك ماكلنتوك وهو يُطْلَبُ مِنْي وَضْعك بالانتظار.
    Ayrıca görüştüğüm eleman, Irak'a gittiğimde beklemeye değmeyeceğime karar vermiş. Open Subtitles بالاضافة الى ان الشخص الذي كنت اواعده قبل رحيلي الى العراق قرر. انّي لستُ جديرة بالانتظار حتى اعود. -جميل.
    Bir ay daha geçti, bekliyoruz. Open Subtitles شهر آخر ونحن بالانتظار
    - Peki niye burada bekliyoruz? Open Subtitles -إذن ما الذي نفعله بالانتظار هنا ؟
    Evet, bağlayın. Bekliyorum. Open Subtitles نعم أوصلني ، أنا بالانتظار
    Bekliyorum. Open Subtitles سأكون بالانتظار.
    Bütün bu olaylar yüzünden beklemek istememişler. Open Subtitles كل تلك المآسي لم تجعلهما يرغبان بالانتظار
    Her halükarda, burada oturup bekleyerek yapabileceğiniz bir şey yok. Open Subtitles على أى حال, لا فائده من جلوسك هنا بالانتظار
    Bunu beklemekten mutlu oluruz. Open Subtitles لا نمانع بالانتظار
    Bay Rosso ve diğerleri sizi bekliyorlar. Open Subtitles السيد روسو والاخرين بالانتظار.
    Sol yakada bekleyen iki aslan olduğu için tek seçenek iki antilopun geçmesi. TED حسناً، بما أنه يوجد أسدان بالانتظار في الضفة اليسرى الخيار الوحيد سيكون بعبور اثنان من الحيوانات البرية

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus