Shmall, artık kimse evlere yumurta atmıyor. Bu çok saçma. | Open Subtitles | شماال لن يقذف أحدا بيتا بالبيض مرة اخري هذا هراء |
Yatak odasının camlarına yumurta atmak istiyordum da. | Open Subtitles | بمنزل والدتي أيضاً ؟ كأنني أشعر برغبة في رشق نافذة غرفتها بالبيض |
İnsanların kraliyet armasına, çürük yumurta atmasına rağmen ona bağlılıkla hizmet ediyorsun. | Open Subtitles | مازلت تخدمه بأخلاص بالرغم من ان الناس يقذفون شعاره بالبيض المتعفن |
Bilinçli yumurta bakımının bir sırrı daha! Bir kap dolusu kaynar su ve yaklaşık sekiz dakika. | Open Subtitles | السر الأخر للعناية بالبيض ضع الماء المغلي لمدة ثمانية دقائق |
Amelıyatsız bir transseksüel olabilirdi ama elinde yumurtalarla dönmüştü. | Open Subtitles | ربما ذهب بعيداً كمتحول جنسي مرجعي ولكنه عاد وهو مسلح بالبيض |
Her yerim Yumurtalı oldu. Bütün yılanları üzerime çekeceğim. | Open Subtitles | أنا مليئه بالبيض الآن هذا سيجلب الثعابين |
Doğru. Ben ise eve dönüp yumurta günlüğümü doldurmak zorundayım. | Open Subtitles | حقاً , أنا مازلت أريد الذهاب إلي المنزل لأملأ المذكرة الخاصة بالبيض |
Sosis, yumurta ve peynirli bisküvi, sorduğun için teşekkürler genede. | Open Subtitles | لأجل السجق و بسكويت الجبن بالبيض شكراً لك |
Yani bir çok yumurta ama sen olayi anladin. | Open Subtitles | في هذه الحالة شاحنة مليئة بالبيض لكنك تفهم المقصد |
Oraya bırakılmaz. Çocuklar yumurta fırlatır, falan filan. | Open Subtitles | الوضع خطر بالخارج لأن الأطفال يلقون بالبيض |
Dalga geçerler, arabana yumurta atarlar, dersi kırarlar arabana zorla girerler, tükürük topları atarlar, arabana timsah koyarlar... | Open Subtitles | سيعبثون , يرمون سيارتك بالبيض , لايحضرون الدروس يقتحمون سيارتك , يرمون كُرات لعاب يضعون تمساح بسيارتك.. |
Aslında senin suratına salata artığı ve çırpılmış yumurta atmam lazım. | Open Subtitles | بالله عليك يجدر بي رجمك بالبيض والسلطة الفاسدة |
Ayrıca aileleri ve ilerleyen saatlerde evimize yumurta atabilecek olan sıkıntılı ergenleri. | Open Subtitles | آباء مراهقون غاضبون الذين قد يقررون قذف منزلنا بالبيض لاحقاً |
Carl ve ben yumurta ve turta ile silahlanmış bir grup çocukla karşılaştık. | Open Subtitles | صادفنا كارل وانا مجموعة من اطفال بعمر العاشرة مسلحين بالبيض ومشحونين بالحلوى |
Tanımadığımız bir yumurta donöründen bahsetmiyoruz. | Open Subtitles | انها ليست بنفس المتبرعة بالبيض التي لا نعرفها |
Ev yapımı yumurta kremalı bu çikolata fare tam mideye indirmelik. | Open Subtitles | هذه شوكولاتة الفأر المعموله في البيت بالبيض |
Sakın, sakın bana yumurta ve krep getirme. | Open Subtitles | بالبيض والفطائر المحلاة، أحضري لي بعض القهوة فحسب |
Günaydın, kaptan. Yağda sardalyalı yumurta ister misin? | Open Subtitles | ،صباح الخير، أيها الربان هل تريد سمك السردين بالبيض ؟ |
Her zamanki gibi yine çiğ yumurta savaşıyla ilgili bir film çekiyordum. | Open Subtitles | كما هي العادة، كنت أقوم بتصوير فلمٍ في ذلك اليوم يتضمّن معركة بالبيض |
Daha sonra yumurtalarla dolu olduğunu bulduk. | Open Subtitles | ولكن بعد ذلك إكتشفنا بأنها مملؤه بالبيض ؟ ؟ |
Yumurtalı birşey istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد شيئاً بالبيض |
Bu işi yapacağız. Yumurtalar güzel olmuş. | Open Subtitles | سوف نفعل هذا وأحسنت عملاً بالبيض |