Biz kesinlikle onlar gibi değildik, onların dilini konuşmuyorduk, farklıydık. | TED | ولكننا بالتأكيد لم نكن مثلهم لا نتحدث لغتهم كنا مختلفين |
kesinlikle bana bir teklifte bulunduğunu düşündüğüne dair hiçbir fikrim yoktu. | Open Subtitles | بالتأكيد لم يكن لدي أدنى فكرة أنه أعتقد أنه يتقدم إليّ |
kesinlikle vücuduna bir çip yerleştirmedim eğer bunu ima ediyorsan. | Open Subtitles | أنا بالتأكيد لم أضع رقاقة فيك إن كان هذا ماتلمحه |
İlk tepkimi burada söyleyemem ama korku olarak tarif edeceğim. İnsanlara senaryolar hakkında anket yapma fikri elbette yeni veya dahice bir fikir değildi. | TED | وردة فعلي الأولى التي لا أستطيع قولها هنا لكنه سيصف بأنه خوف فكرة مسح الناس حول نصوصهم بالتأكيد لم تكن رواية أو رواية عبقرية |
Öbür tarafına götüremezsin sonuçta. Belli ki eşin götürememiş. | Open Subtitles | لا يمكن أن تأخذه معك بالتأكيد لم يستطع هو أخذه |
Ve kesinlikle bilgisayarına girmedim çünkü o sınavları ben hazırlamıştım. | Open Subtitles | و بالتأكيد لم أخترق حاسوبه لأني كتبت جميع الأختبارت بنفسي |
kesinlikle düşünmüyordum, hey, burada yeni bir işim var. | TED | أنا بالتأكيد لم أكن أفكر، مهلاً، حصلت على عمل جديد هنا. |
- kesinlikle değildi. - Aklımdan ne geçiyordu, bilemiyorum. | Open Subtitles | ـ أنت بالتأكيد لم تفعلى ـ أنا لا أعرف كيف كنت أفكر حينها |
Ve kesinlikle bu bölgenin kalbinde durmasını da istemiyorlardı. | Open Subtitles | وهم بالتأكيد لم يفعلوا ذلك ابداً لوقف ذلك من أجل جيرانهم |
Çünkü gittiğim yer kesinlikle Duncan'ın evi değildi! Nereden bilebilirdim ki? | Open Subtitles | لأنه بالتأكيد لم يكن بيت دنكان كيف لي ان اعرف |
kesinlikle kötü görünmedin. Mükemmeldin. | Open Subtitles | انتِ بالتأكيد لم تظهري ذلك لقد كنتِ رائعة |
Bir orduyu yönetmeye asla uygun değildi ve kesinlikle bir galaksiyi yönetemezdi. | Open Subtitles | هو ما كان أبدا ملائم لقيادة جيش، وهو بالتأكيد لم يكن ملائم لحكم هذه المجرة |
Hayır, kesinlikle "Yağmur Adam" değildi. | Open Subtitles | لا , بالتأكيد لم يكن رجل المطر بالتأكيد لم يكن رجل المطر |
Ve kesinlikle onun böyle taşlanmasını istemedim. | Open Subtitles | و بالتأكيد لم أكن أقصد أن أتسبب في رجمه بهذه الطريقة |
Ve de kesinlikle, bu şekilde olmasını da istemedim. | Open Subtitles | و بالتأكيد لم أكن أريد أن تحدث الأمور بهذا الشكل |
kesinlikle hayal kırıklığına uğratmadın, Teğmen. | Open Subtitles | بالتأكيد لم تتعرضى لِمَ يخب أملكِ , أيتها الملازم |
elbette origami sanatçılarıyla konuşmaları gerekmedi. | TED | هم بالتأكيد لم يكونوا بحاجة لفناني الأوريغامي |
Onun hasta olduğundan sana söz etmiştim, ama elbette sen beni dinlemiyordun. | Open Subtitles | حسناً .. لقد أخبرتك بكونها مريضة لكنك بالتأكيد لم تعر أي اهتمام لذلك |
Böyle bir komiklik, elbette, hiçbir zaman gerçekleşmedi. | Open Subtitles | بالتأكيد لم تحدث مطلقا مثل هذه المحاكاه الساخره |
Belli ki henüz bir kimlik oturtmamışsın. | Open Subtitles | وأنت بالتأكيد لم تستقر على واحداً حتى الآن |
Özür dilerim. Çok da harika bir şey olmadı, bir tepki olmadı Belli ki. | Open Subtitles | يا صاح، أعتذر منكَ، بالتأكيد لم يكن هذا بالشيء الجيد، إنها ردة فعل ساحقة. |