"بالتدرب" - Traduction Arabe en Turc

• pratik
• prova
• provalara
• Çalışmaya
• tarafınızdan eğitilmekten

Bence şimdiden pratik yapmaya başlayalım.
و برأيي أنه لابد أن نبدأ بالتدرب منذ الآن

Çünkü bunu yapan kişi hayatını pratik yaparak geçiriyor.
لان من يفعلون هذا يقضون جل حياتهم بالتدرب

"Bütün aile sensiz tatile gidecek... çünkü sen pratik yapacaksın, Han. "
العائلة بجميعها ذاهبة للعطلة ياهان من غيرك .. بينما أنت تقوم بالتدرب ياهان

Boş yere tartışmak yerine, bağışta söyleyeceğimiz düeti prova etmeye ne dersin?
ماذا لو نستبدل جدال لا فائدة منه بالتدرب على غنائنا الثنائي للحفل

Oda arkadaşım bu gece Carousel'de provalara başlıyor.
ستبدأ زميلة غرفتي الليلة بالتدرب على عرض الخيالة.

Aslında şimdi Çalışmaya başlayacağım.
في حقيقة الأمر، سأبدأ بالتدرب على ذلك من الأن

Sizin tarafınızdan eğitilmekten onur duydum efendim.
انا متشرف بالتدرب معك يا سيدي

Eğer senin yerinde olsaydım böyle şeyler yapmak yerine pratik yapardım.
إذا كنت أنا , فانني سأقوم بالتدرب أكثر من أي وقت مضى

Aslında, sen hiç pratik yapamazsın!
في الحقيقة أنت غير مسموح لك بالتدرب علي الإطلاق

Salonda pratik yapmak isteyenler varsa 30 dakikanız var.
يتبقى فقط 30 دقيقة للذين يهتمون بالتدرب كثيرا

Hayır, sadece mülakat için pratik yapmama yardım etmeni istiyorum.
لا، أنا فقط أريدك أن تساعدني بالتدرب على مقابلتي

Üçüncüsü, nasıl gelişeceğimiz hakkında bir fikrimiz olmalı, ne yapabileceğimiz hakkında. Benim ergenliğimde şarkıları tekrar tekrar çalarak gitar çalmayı öğrenmeye çalışmam gibi değil, incelikli pratik yaparak.
ثالثاً، ينبغي امتلاك فكرة عن كيفية التطور، ماذا يمكننا أن نفعل لنتطور، ليس كما كنت أتدرب على عزف الغيتار حين كنت مراهقا، وذلك بعزف اغاني مراراً وتكراراً، ولكن بالتدرب بشكل هادف ومدروس.

Selam! Bakıyorum da Jenny yine pratik yapıyor.
مرحبا أرى أن جيني بدأت بالتدرب مجددا

Sadece kıyıya yakın yerlerde pratik yapacağız.
ستقوم فقط بالتدرب على أمواج الساحل

İyi, sen pratik başlamalısın.
حسنا, ربما عليك البدأ بالتدرب

Seçmelerim için benimle prova yapabilirsin.
يمكنك القيام بالتدرب معي لأجل تجربة الأداء.

Böylece, prova yaparak kafamı nereye koyacağımı bilirim.
لكي أعرف كيف أضع نفسي عليها و... أقوم بالتدرب عليها؟

Ünlü olduğunu zannediyorum, çünkü her gün burada bir saat prova yapması için McManus izin verdi.
أظنه بارعاً, لأن (مكمانوس) أذِن له بالتدرب لمدة ساعةٍ كل يوم.

provalara başlamamıza izin verdiler ama elimizde yeni bir senaryo yoksa, birkaç parçayı tekrar sahnelemekten öteye gidemeyiz.
لقد سُمح لنا بالتدرب لكن أقصى ما يمكننا فعله هو تقديم بعض العروض إذا لم تتوفر لدينا رواية جديدة

Kalçalarım ağrımaya başladığında kasımı zedelediğimi sandım ve Çalışmaya devam ettim.
عندما بدأ وركاي بالتألم ظننتُ بأني أصبتُ بشد عضلي لذا قمتُ بالتدرب بالرغم من ذلك