DB: Onu kafandan çıkar. Çıkar onu kafandan. Tek bir şeye odaklan. | TED | بروان: لا تقم بالتفكير في هذا فقط قم بالتركيز على ما طلبته منك |
Bu listedeki tüm kadınlarla temas kurmalısın. Üst sıradakilere odaklan. | Open Subtitles | يجب أن نصل إلى هؤلاء النساء هنا , قم بالتركيز على هؤلاء النساء بالأعلى |
konsantre olun, millet. Göreve devam edin. Ida, güç kaynağından ne haber? | Open Subtitles | عليكما بالتركيز على المهمة يا قوم عايده، ماذا عن مصدر الطاقة ؟ |
Kamera benim ne yaptığıma konsantre olmuştu. | Open Subtitles | الكاميرا جعلتني أقوم بالتركيز على ما كنت أفعله. |
Geçmişte kaldı. Düşünüyorum da artık geleceğimize odaklanmaya başlamalıyız. | Open Subtitles | ذلك كان ماضياً، أظن أن علينا البدء بالتركيز على مستقبلنا. |
Clark, özellikle okur-yazarlığı ve eğitimi vurgulayarak, mücadelenin her aşamasında çok önemli rol oynamıştır | TED | لكنها لعبت دوراً محورياً في كل مرحلة من مراحل الصراع، خصوصاً، بالتركيز على التعليم والتربية. |
Çavuş'un ölümünden sonra şu kapüşonlu çocukları temizlememize karışacak kimse olmayacak. | Open Subtitles | لذا , بالتخلص من الرقيب , سنكون قادرين بالتركيز على إستئصال |
Ekim'in ilk yarısında gerçekleşen travmatik olaylara odaklan. | Open Subtitles | بالتركيز على الأحداث المؤلمة تحدث في الجزء الأول من أكتوبر |
Zile bastığında beyin dalgalarını hareket ettirmeye odaklan. | Open Subtitles | ،عندَالضغطعلىجرس التناغم قم بالتركيز على تحريك موجاتكَ الدماغية. |
-Kendini analiz etmeyi bırak hatırlamaya odaklan sadece. | Open Subtitles | - لا تصنفي نفسك فقط قومي بالتركيز على التذكر. |
Silahın kabzasını sabit tut Namlusuna doğru odaklan. | Open Subtitles | القبضة لازالت قومي بالتركيز على المقدمة |
Elini panele koy ve neden kalmak istediğine odaklan. | Open Subtitles | ضع يدك على المنصة وقم بالتركيز ! على سبب إرادتك البقاء |
Çok iyi bir spor menajeri olmaya odaklan sen. | Open Subtitles | قم بالتركيز على أن تصبح أفضل عميل رياضي |
Kullanılmamış bir film negatifi üzerine konsantre olarak zihninde gördüğü şeyleri fotoya dökebileceğini iddia ediyordu. | Open Subtitles | وقد زعم أنه بالتركيز على الجزء الغير متعرض للضوء من النيجاتيف, يمكن أن يقوم بعرض ما يتخيله في عقله في الصور. |
Bu çocuklar hokey oynamaya ve oyunlarına konsantre oldukları sürece onları durdurabilecek hiçbir şey yok. | Open Subtitles | طالما هؤلاء الأشخاص يلعبون هوكي الديجير و يستمرون بالتركيز على اللعبة لن نوقفهم |
Şimdi sanki hiç bir baskı yokmuş gibi hedefin ortasına konsantre ol. | Open Subtitles | وبدون أدنى ضغط على المجموع قومي بالتركيز على منتصف الهدف |
Zil sesini duyunca beyin dalgalarını onunkilerden ayırmaya konsantre ol. | Open Subtitles | عندَ الضغط على جرس التناغم هذا، قمْ بالتركيز على تحريك موجاتكَ الدماغية لفصْل موجاتكَ عن موجاته. |
Bu yüzden böyle şeyler yapmayı bırak ve kendine odaklanmaya başla. | Open Subtitles | لذا توقف عن القيام بأشياء كهذه وابدأ بالتركيز على نفسك |
İnsanlar ebediyeti düşünmeyi bıraktı ve saatlere odaklanmaya başladılar. | Open Subtitles | الناس يتوقفون عن التفكير بالأبدية و يبدؤون بالتركيز على الساعات |
Ve tam o anda, Jane gerçekten sevdiğini bildiği o adama odaklanmaya yemin etti. | Open Subtitles | في تلك اللحظة تعهدت جين بالتركيز على الرجل الذي تعرفه و الذي تحبه |
Hareketlerinin metcezir etkisini vurgulayarak şunları yazdım: "Hayatındaki insanları hiç düşündün mü? | TED | بالتركيز على تأثير المد والجذر من افعاله كتبت: "هل فكرت سابقاً بالأشخاص في حياتك؟ |
Çavuş'un ölümünden sonra şu kapüşonlu çocukları temizlememize karışacak kimse olmayacak. | Open Subtitles | لذا, بالتخلص من الرقيب, سنكون قادرين بالتركيز على إستئصال |