"بالتظاهر" - Traduction Arabe en Turc

• davranarak
• yaparak
• davranmaya
• rol
• davranacağım

İkinizi ayıran kişi benmişim gibi davranarak burada olanları saklamalıyız.
ينبغي أن نخفي ما يحدث هنا بالتظاهر بأنّي سبب انفصالكما

Sana ilgisiz davranarak ona ilgi duymanı sağlamaya çalışıyormuş.
هي تحاول أن تجعل أكثر اهتماماً بها بالتظاهر إنها غير مهتمة

Terk canavar taklidi yaparak iyi bir maymun olmayı öğretiyordu.
تيرك, كان يعلمنى كيف اكون قردا جيدا بالتظاهر بانه وحش

Benimle ilgili hiçbir şey bilmiyormuş gibi yaparak bunu bozma.
لا تفسدها ، بالتظاهر بأنك لا تعرف كل شيء عني

Sempatik, hassas, başka biri gibi davranmaya zorlanmanın korkunç yükünün altında eziliyor.
جذاب، حساس، يُعاني من عبء ثقيل لكونهُ مُجبر بالتظاهر أنه شخصاً مُختلف.

Artık kimseye, sanki her şey normalmiş gibi rol yapamayacaktım.
لم يكن باستطاعتي الاستمرار بالتظاهر وكأن كل شيء كان طبيعياً.

Bak sadece seni yemiş gibi davranacağım, ve ben arkamı döndüğümde sen kaç.
اسمع انا اقوم بالتظاهر بذلك لذا لن تستطيع الهرب عندما استدير تهرب

Çünkü benim hayatımı kurtarmayacakmışsın gibi davranarak seni aşağılamak istemedim.
لأنني لم أرد إهانتك بالتظاهر بأنكِ لن تقومي هكذا بإنقاذ حياتي.

Sanırım, o hiç hayatımızda olmamış gibi davranarak onun ölmüş olduğu gerçeğini kabullenmeye çalışıyor.
أحيانًا أعتقد بأنها تحاول التعامُل مع حقيقة أنّه قد رحل بالتظاهر بأنّه لم يكن موجودًا قطّ

Böyle bir şeyi asla yapmam dememe rağmen yapışkan bir kadın gibi davranarak erkek arkadaşımı ürküttüm.
أنا فقط تحدثت إلى محبوبى بالتظاهر أننى إمرأة دبقة والتى أقسمت ألا أكون هكذا

gibi davranarak ilk kocamdan kurtuldum.
بالتظاهر بأنني سيئة جداً .في السرير لمدة ثلاث سنين

Eğer bana yaptıklarını bir fikrin var mı orta ya da ne olursa olsun gibi davranarak ?
هل لديكَ أي فكرة عما فعلته بي بالتظاهر بأنك وسيط روحي أو مهما يكن ؟

Tıpkı telefondaymış gibi davranarak garip durumları önleyebilirsin.
يمكنك تجنب الكثير من المواقف الحرجة بالتظاهر أنك على الهاتف

O da, çoktan ölmüş gibi yaparak ölümden kurtuldu.
الطلقةأصابتأذنه،فهربمنالموت، بالتظاهر بالموت

- Gene içeri gel. 30 saniye dinlermiş gibi yaparak görevini yerine getirdin.
فعلتَ عملك بالتظاهر بأنك كنت تستمع، كان مُسَاعِداً للغاية

Bu konuşmaya yaşadığıma şaşırmış gibi yaparak başlama.
لا تبدأ هذه المحادثة بالتظاهر بالمفاجأة بأنني على قيد الحياة

Kim bilir Efendi Wayne, eğleniyor gibi davranmaya başlarsanız tesadüfen eğlenebilirsiniz de.
تبدأ بالتظاهر بأنك تستمتع بوقتك .و ربما تصادفك حادثة صغيرة

Eve dönecekmiş gibi davranmaya devam edemem artık.
لا أستطيع الإستمرار بالتظاهر بأنّه سيرجع للبيت.

Söyleyecek bir şeyin yokmuş gibi davranmaya devam mı edeceğiz?
أو سنستمرّ بالتظاهر أنّه لا يوجد ما يشغل بالك؟

Organizasyonumuza sızmış birisi sanki buraya davet edilmiş gibi rol yaptı.
شخص ما الذى تسلل لمنظمتنا بالتظاهر أنه شخص ما دعوناه اليوم

Ve ne zaman şimdiye kadar karşılığını aldığım, seninle olan ilişkimin üzerindeki, sadece rol yaparak önleyebildiğim öfkenin, bir etkisi kalmadığı için yaptım.
وحينما تتبع ذلك عواقب الإستياء إزداد بسبب علاقتي معك والذي علمت أنه يمكن إزالته بالكامل بالتظاهر

Bu soruyu bana hiç sormamışsın gibi davranacağım.
سأقوم بالتظاهر بأنكلم تسألني ذلك مهلا ، تظاهر كما تريد

Gloria mışsın gibi davranacağım, tamam mı?
انا سـ ابدأ بالتظاهر انك جلوريا, حسنا?