Umarım sorun değildir, Cevizli yaptım. | Open Subtitles | أرجو ألا تمانع ، لكنني صنعتها بالجوز |
Yuvarlak olanlar Cevizli. | Open Subtitles | والبقلاوة الطويلة هي بالجوز |
Muzlu Cevizli. En sevdiğin. | Open Subtitles | بالجوز والموز, المفضلة لديكِ |
Bu meyveli Fındıklı kekte sevmediğim şeyler var. | Open Subtitles | فطيرة الفاكهة بالجوز هذه تحتوي عدة أمور لا أهتم لها |
Kono'nun sevdiği Avustralya Fındıklı malasada tatlısı yapıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يصنعون (مالاسادا) بالجوز المقدوني والتي تحبها (كونو) نوع من حلويات الدونات المشهور في هاواي |
Ardından yulafla çırpılıp, ceviz ve çörekle dolduruluyor. | Open Subtitles | ومن ثم يلفّونه داخل الشوفان ويحشونه بالجوز والبسكويت المتبل. |
Cevizli kekleri var. | Open Subtitles | لديهم فطائر محلاة بالجوز |
Yaban mersini parçacıklı. Halifax, Nova Scotia. Kıtır Cevizli. | Open Subtitles | هاليفاكس، نوفا ستوريا" بالجوز المقرمش |
Geçen sene Bay Tereyağlı ceviz adında oldukça kötü bir seveceni yakalamış ve şimdi en çok satanlar listesinde kitabı var. | Open Subtitles | لقد قبض على حاضن مشهور اسمه سيد المربى بالجوز بالسنة الماضية، أما الآن ألف كتاب على قائمة أفضل المبيعات. |
Bir tepsi Macadamia ceviz çöreklerini hazırlayıp , bitirdim. | Open Subtitles | لقد أنهيت لتوي خبز كعكات بالجوز |
Sadece ceviz bulabilmiştim. | Open Subtitles | أنهُ معبئ بالجوز فقط. |