Diyelim ki o mahkumlar özgür ve fikirlerini dile getirebiliyorlar. | Open Subtitles | ولكن أولائك السجناء كانوا يتمتعون بالحرية التي تمكنهم من الكلام |
K'tano eğer özgür olmak istiyorsak ölmeye istekli olmamız gerektiğini öğreti. | Open Subtitles | كاتانو يعلمنا أننا يجب أن نكون راغبين بالموت إذا رغبنا بالحرية |
özgür bir ülkede yaşadığımızı bildiğimiz için gizli saklı bir şey olmuyor. | Open Subtitles | تعرف, نحن نعيش فى بلد ينادي بالحرية لأنه لا يوجد أية أسرار |
Ve her ne kadar ne yapacağıma dair en küçük bir fikrim olmamasına rağmen bu belirsizlik bile bana özgürlük hissini veriyordu. | TED | وبالرغم من أنه لم يكن لدي أي فكرة ما الذي كنت أنوي القيام به ، في هذا الغموض شعرت بالحرية. |
Dört yaşındaki bir çocuk olarak, bu, hayal edebileceğim en büyük özgürlük hissiydi. | TED | وكطفلة في الرابعة من عمرها، كان أعظم شعورٍ بالحرية يمكنني تخيلهُ. |
Jaffa'nın özgürlüğe olan isteğini onlara karşı güç kazanmak için kullanmış. | Open Subtitles | إستعمل رغبة الجافا بالحرية ضدهم لذا هو يمكن أن يكسب القوة |
Böylece, halkımız, Tanrı'nın da yardımıyla İspanyol işgalcilerinin boyunduruğundan kurtulmuş ve özgürlüğü haykırmıştır. | Open Subtitles | بهذه الطريقة , شعبنا سيساعده الله ذلك بعد تصدياته للإسبان و المطالبة بالحرية |
Evet avlanmak beni özgür kılıyor. Sen bu yüzden avlanmıyor musun? | Open Subtitles | أجل، الصيد يشعرني بالحرية أليس هذا ما يجعلك تقوم بالصيد ؟ |
Ve çoğu böyle çünkü kadınların yüzlerini kendilerine göstermeye gücü yok, özgür değiller. | TED | ومعظم اسباب هذا ان النساء غير قادرات .. بل لسن يتمتعن بالحرية في ان يظهرن وجوههن |
Hayatımda ilk kez özgür, bağımsız ve hayatımın kontrolünün tamamen elimde olduğunu hissettim. | TED | لآول مرة فى حياتي، شعرتُ بالحرية والاستقلالية، والسيطرة التامة على حياتي. |
Pistten havalanmak için ayrılırken, tekerlekler pistten yükselerek havalandığımızda İnanılmaz derecede özgür hissediyordum. | TED | و بينما نحن نقلع على المدرج، ارتفعت العجلات من أرضية المدرج ، و اصبحنا محمولين بالهواء ، كان لدي إحساس رائع بالحرية. |
Artık onun ölmesini veya onu öldürmek istemiyordum. Ve kendimi özgür hissettim, daha önce hissetmediğim kadar özgür. | TED | و لم أعد أرغب في موته أو قتله وشعرت بالحرية أكثر حرية من أي وقت مضى |
Bu yüzden ilk adımlarıma sanki onlar son milimdeki adımlarımmış gibi yaklaştım ve özgürlüğü keşfetmek için özgür olmanıza gerek olmadığını keşfettim. | TED | لذلك بدأت خطواتي الأولى وكأنها الأخيرة. وأدركت أنك لست بحاجة أن تكون حراً لتشعر بالحرية. |
Gerçekten sıra dışı harika bir özgürlük hissidir. | TED | هذا يولّد إحساساً بالهذيان، إحساساً رائعاً بالحرية. |
Bu, kültürel gelenekleri canlı tutmak ve esaret altında, içsel bir özgürlük hissi oluşturmakla alakalıydı. | TED | كان الأمر يتمحور حول بقاء التقاليد الثقافية على قيد الحياة و المحافظة على إحساس داخلي بالحرية تحت الأسر. |
O nihai özgürlük duygusunu bir daha asla hissetmedim. | TED | ذلك الشعور بالحرية المطلقة، لم أشعر به من قبل. |
Mesela, Jon Haidt'e göre, liberaller, ekonomik özgürlüğe kıyasla yoksulluğu %59 daha fazla önemsiyorlar. | TED | مثلا:، أثبت جون هايديت أن الليبراليين يهتمون بالفقر بنسبة 59 بالمائة أكثر من اهتمامهم بالحرية الاقتصادية. |
Özgürlüğümüzü korumak için hayatını ortaya koymana rağmen, açıklayacak özgürlüğü bulamaman kabul edilemez. | Open Subtitles | إنه غير مبرر أن تعرضي حياتك للخطر لحماية حريتنا ولا تشعرين بالحرية تأتي |
özgürlüğe inanıyorsun. Özgürlüğün yok edildiğini biliyorsun. | Open Subtitles | تؤمن بالحرية وتعرف ما يجري من تضييق الخناق عليها |
Bu özgürlükle ilgili değildi. | Open Subtitles | هذا لم يتعلق بالحرية |
# Geçmişi sildim, özgürüm sonunda | Open Subtitles | ♪ ومتحرره من الماضي، وأشعرُ بالحرية في الأخير |
Ama bağırdığımı duyarsan, çekinme hemen gel. | Open Subtitles | لكن أشعري بالحرية للمجيئ إذا سمعتني أصرخ |
Mutfaktan özgürce yiyecek-içecek almak istiyorlar. | TED | أو يشعرون بالحرية التي تجعلهم يذهبون إلى المطبخ ويجلبون شيئا ليأكلونه أو يشربونه |
Eğer bu kurallara karşı geleceksen, özgürsün. Ben uyarım. | Open Subtitles | إذا كنت تريدين المضي ضد هذه الأوامر فلتشعري بالحرية , سأتماشى معه |
Polis öldüren iki katilin etrafta serbest bir hâlde dolaşması adına uzun bir süre. | Open Subtitles | هذازمنطويللقاتليشرطي .. بأن يتمتعا بالحرية |
Eğer normal davranışlar sergilemezsem bana istediğin an öğüt vermekte serbestsin | Open Subtitles | لذا فلتشعروا بالحرية في التلميح لي إن شعرتم أنني أحيد عن السلوك الطبيعي في أي وقت |
L ortalama, gizlice değil, etrafında onu her zaman ben tutmak için çekinmeyin. | Open Subtitles | حسنا ؟ أعنى . اشعر بالحرية فى أن تتسلل وتأتى لتحتضنه فى أى وقت أنا لست فيه هنا |